Usulca zamanlardan, hoyratça rüzgarlardan, onlarca, yüzlerce, hesap kitaplardan, geriye kalan şimdi cansız bedenler ve hastalıklı insanlar...
Annemize bile, uzaktan bakmak ve
"ona yaklaşırsam zarar verir miyim?"
Hissiyatını kapılmak...
Hiç yaşamadınız değil mi?
Hiç yaşamadık!
Oysa ki yıllarca, sevgiyi bir kenara atıp, ne kadar da kırdık kendimizi, bizi bu sevgisizlik, vefasızlık yüzünden, yargılayan mahkemeler olmadı diye, serbestiz sandık...
Bakın işte, sonunda dört duvar arasında nasıl hapis kaldık!
Yine mi anlamayacağız? Yine mi sevmeyeceğiz birbirimizi, nefretle mi bakacağız yine?
Faiz mi yiyeceğiz, hala kırmayacakmıyız kredi kartlarımızı, hala söyleyecek miyiz ard arda, hiç usanmadan, yalanlarımızı?
Nereye kadar sürecek bu keyfi başkaldırı?
Bugün yatağınıza yatmadan kendinize bir söz verin!
"Bundan sonra iyiliğin askeri olacağım" diye...
"Bundan sonra dünyayı değiştirmeye kendimden başlayıp, kötülüğün kalbine hançer olacağım" diye.
İşte o zaman aydınlanır dünya ve güneş yeniden, duvarlar olmadan, doğar üstümüze ve mutluluğun zinciri sarar dört yanımızı...
Unutmamalıydık aslında, mutlu olmak için, mutlu etmek gerekirdi.. İyilik bulmak için, iyilik yapmak gerekirdi.
Doğruların örselenip, ötelendiği bu yalan dünyada, dosdoğru olanların ayaklanışı ile uyanmak! Ne güzel olur aslında!
Ne güzel olur, insanların paylaşarak ve gülümseyerek yaşadığı bir dünyada, nefret olmadan işe başlamak, kavga olmadan yemeğe oturmak...
Ne oldu sahi? O paylaşamadığınız dünyalıklar sizi ölümden kurtarabiliyor mu?
İngiltere prensi bile ölmüşken, siz hangi umuda bel bağlıyorsunuz?
Var mı yapacağınız bir şey?
Yapacağınız tek şey bu ey insanlık!
Yapacağınız tek şey, mikroplarla doldurduğumuz evrende, hastalıklar ile baş etmek yerine, iyiliklerle doldurduğumuz, tertemiz bir dünya oluşturmak. Sınırları kaldırmak, çanları susturmak, bir çatı altında, Allah'ın kudretine boyun eğip, barıştan yana olmak.
Kırdığımız kalpleri onarıp, yarına daha bir sevgiyle bakmak.
Lütfen zaman çok geç olmadan helalleşin, paylaşın, sevin, sevilin...
Yarın her şey için çok geç olabilir, küçücük bir tebessümle, kalp kazanmaya ailenden başlamaya
NE DERSİN?