Adının önünde Ülkücü yazan bir çok arkadaşımız ile beraber Sıkıntıdayız.
Belediyeler, kurumlar, Ülkücüleri kadrolara yerleştirmekte hala büyük bir engelleme ile yönetiliyor. Bir çok insan siyasi kimliğinin bilinmesi nedeni ile zaten özel sektörde ciddi sıkıntılar yaşarken, kamu kurumları bünyesinde de büyük bir lince uğruyor. Ancak hiç bir şekilde sonuca ulaşılamadığı gibi her geçen gün işler daha da berbat oluyor...
Akparti vekilleri içerisinde tanıdığı olanlar herhangi bir liyakata sahip olmadığı halde, hiç bir durum gözetmeksizin hemen iş başı yaptırılırken, milliyetçi cephe söz konusu olduğunda, "kurumlarda oturacak sandalye bile yok" gibi saçma sapan cevaplar veriliyor.
Bu iş nereye kadar beyler... Kim çözecek artık ayyuka çıkmış bu sorunu. Neden ülkücü görüşlü insanların sahipleri yok. Bu insanlar ev geçindirmesin mi? Yuva kurmasın mı? Evine ekmek götürmesin mi?
ASIL dertleri vatan olan bir çok gencimiz bugün kendi öz vatanında ekmeğe muhtaç halde iken, lüks masalarda, kral yemekleri yiyen büyüklerin boğazlarından bu lokmalar nasıl geçiyor.
Ülkücü, ülkücünün öz kardeşi iken kardeşleri aç yatan büyükler tok yatıyor. Bu da bir çok ülküdaşın ciğerini acıtıyor.
Son dönemde Türkiye nin hemen her şehrinde aynı sıkıntıların belirli düzeyde var olduğunu artık herkes biliyor. Konuşan susturuluyor. Bedel ödeyene, bana mı ödedin deniliyor.
Unutulmasın, ülkücüler kimse için ülkücü olmadığı gibi kimse için Ülkücülükten de vazgeçmezler. Ahbap çavuş ilişkisi içerisinde akpartili siyasilerin yapmış olduğu liyakatsiz atamalara, yerleştirmelere karşı, liyakat sahibi, bir çok ülkücü dışlanmış durumda.
Buna son verecek, Ülkücüleri bağrına basacak bir hükümet sistemi olmadıkça, önümüzde ki seçimlerin sıkıntılı geçeceğini nedense tahmin etmiyorlar. Ülkücüler, Milliyetçi Hareket Partisini aç kalsa bile kucaklayacaklar. Ama mesele ittifakın desteklenmesine gelince, orada büyük sıkıntılar yaşanmaması için bugünden ülkücüler adına da elle tutulur icraatlar yapılması gerekmekte.
İktidar partisi bir an önce ittifak ortağını da ortada duran pastaya ortak etmeli.
Eskilerin meşhur sözü;
"Biri yer, biri bakar, kıyamet ordan kopar!"