Mir Murat Demir

DOĞRU ANLAMAK DA ANLAŞILMAK DA ÇOK ZOR!

Mir Murat Demir

Yaşıyoruz yaşamasına da nasıl, doğru diyaloglar kurabiliyor muyuz? Ekseriyetle iç çekerek nerede diye mırıldanıp düşündüğünüzü görür gibi oldum. Biraz geleneksel biraz da alışılmış şekliyle iletişime girip diyalog kuruyoruz, sohbetler gerçekleştiriyoruz da, ekseri yalan yanlışları, hata ve eksikleri görüyoruz. Görüyoruz görmesine de yine de biz böyleyiz, böyle alışmışız deyip sineye çekiyoruz. Evet, bazı anlar hata ve yanlışları düzeltme gayretine giriyoruz, faydalı oluyor mu, düzeliyor mu? Diyalog içinde olduğumuz kişi ya da kişilerin bilinç durumu ve ulaştığı seviye, kişiliğine perçinlediği naiflik derecesi, zarif olma durumuna göre farklılık göstererek devam ediyor. Kişiler zarif, naif, algıları yüksek olsa dahi süreç içerisinde de farklılık gösterir durumda yaşıyoruz.
**
Öğretmen sınıftan bir öğrenciyi kaldırıp; "Kaç tane böbreğimiz var?" diye sorar.
Öğrenci;
"Dört!", diye yanıt verir.
“Dört mü? Haa ha ha!" diye sesli güler.
Öğretmen, öğrencilerinin hatalarını üstlenmekten ve onların moralini bozmaktan zevk alan biridir.
Tam önündeki sıraya; "Bir demet ot getirin, çünkü aramızda bir eşşek var," diye emreder.
"Ve benim içinde bir kahve!", diye araya girer öğrenci.
Öğretmen bu tavra çok sinirlenir ve öğrenciyi sınıftan kovar.
Bu öğrenci, "Baron de Itararé" olarak bilinen mizah yazarı Aparicio Torelly Aporelli'dir. (1895-1971).
Öğrenci, sınıftan çıkarken öfkeli öğretmeni düzeltme cüretini gösterir;
"Bana kaç böbreğimiz olduğunu sormuştun. Benimki iki ve seninkiyle dört eder. 'Bizim kaç böbreğimiz var' çoğul için kullanılan bir ifade. Şimdi otların tadını çıkar" der ve kapıdan çıkıp gider.
**
Yaşarken diyalog içinde olduğumuz her kişi için kişiler için bilgisi, seviyesi, anlayış seviyesine göre ekseriyetle önyargılı davranırız ki yanlıştır. Öngörü halinde kalıp sürece seviyemizden ödün vermeden müdahil olup doğru anlatarak ve anlatılanları doğru anlamak gayreti göstersek, en ideali, muazzamı değil mi?
Ek yaptığım alıntı metinde öğretmen mi haklı öğrenci mi haklı diye düşünmeden önce zarif mi, naif mi, anlama, anlaşılma çabası var mı, karşılıklı saygı var mı diye de bakmamız gerek, değil mi? İnsanların sürekli ve her fırsatta aşağılamak, ezmek, zor durumda bırakmak, üstte kalmak için fırsat kollamaları ne acı, ne insani olmayan bir hal değil mi? 
İnsan hayatının tümü yaşama sunduğumuz davranış şekillerimizin tümü, bütünü değil mi? İnsanı anlamak için gayret göstermek ve anlaşılır olmak için de örnek, misal ve bilgilerle diyaloğa müdahil olmak en zarifi, insani olanıdır.
Mir Murat Demir
 

Yazarın Diğer Yazıları