Mir Murat Demir

KONUŞSUN SONRA JİLET ALIRIZ!

Mir Murat Demir

Nihayetinde insanız, hassasiyetlerimiz olduğu gibi zafiyetlerimiz de var. İnsan olarak aldatılmamız, dikkat dağınıklıklarımız, öncelik belirleyememe gibi negatif eğilimler içerisinde bir formata, fıtrata sahibiz. Zaaf sahibi insanın kendi zaaflarından kurtulması da çevre de olan insanlara da kurtulmaları için yol, yöntem gösterip örnek teşkil etmesi de zamanla olur. Her insan bir süre, bir dönem aldanır, yalana kanar ve inanır, yeter ki düşünmekten vazgeçmesin, farkına varıp farkında olduğu an cayma, inanmama, illüzyona, aldatılmaya sırtını dönmeyi, aldatılıyoruz diye bağırmayı bilsin. Aldatılırken kullanılan argüman ve yöntemleri çürütebilecek bilginin, birikimin, deneyimin sahibi olmak için mücadelesini hiç bırakmasın.
*
Bir işportacı…
İşportacının elinde bir şişe…
Şişede bir yılan…
İşportacı şişenin içindeki yılanın konuşabildiğini iddia ediyormuş…
‘’Şimdi bu şişenin kapağını açacam ve ona sorular soracaksınız. O cevap verecek’’ dedikten sonra ‘’Ancak şişeyi açmadan önce şu jiletlerden size hediye etmek istiyorum. Hediyesi 25 kuruş’’ diyormuş.
Çevresinde ağzı açık izleyenler, bir an önce yılana soru soracaklar ya; jiletler kapış kapış…
Adam bir yandan jilet satıyor, bir yandan da yavaş yavaş şişenin kapağını açıyormuş.
‘’İşte açıyorum.’’
O arada biraz daha jilet…
Ardından ‘’Evvett!... Şişe açılıyor, yılan çıkacak, sizinle konuşacak.’’
Biraz daha jilet…
‘’ İşte şişe açılıyor. Soruları hazırlayın!’’
Biraz daha jilet…
Ve,  tam şişe açılacakken, kalabalığın içinden bir ses:
‘’Zabıta… Zabıta geliyor.’’
Yılancı adam elindeki şişeyi yerdeki çantaya koyuyor.
Şapkasını tutarak, ardına bakmadan kaçıyor.
Bunu anlatan arkadaşım dedi ki:
‘’ Bu nasıl bir tesadüf… Ben çok şanssızım. Adama kaç kez denk geldiysem hep şişeyi açacakken zabıta geldi.’’ 
‘’Sen bu kadar salak olduktan sonra o zabıta daha çok gelir’’ diyemedim.
Memleketimde iktidarın 23. yılı…
Her seçim öncesi işportacı ortaya çıkıyor.
Elindeki şişede özgürlükler, demokrasi, insan hakları, refah…
Şişeyi açmadan önce oylar toplanıyor, seçim kazanılıyor.
Tam özgürlük, demokrasi, insan hakları ve refahı şişeden çıkartacakken dış güçler devreye giriyor.
Sen hâlâ zabıta geldiğini zannediyorsun değil mi?
Sen bu işporta numaralarına kandığın sürece yılanın konuşmasını çok beklersin.
Sen bu yalanları yediğin sürece özgürlük, demokrasi, insan hakları ve refahın şişeden çıkmasını daha çok beklersin…
*
Kurgu olan belki de yaşanmış bu hikâyeyi kopyalayıp aldım, kendi yazıma ekledim, emeği olanlara teşekkür ederim. Gelelim çıkaracağımız derse, mesaja. Anlatılanlar gayet açık ve günümüzde yaşananlarla benzerlik kurmamız mümkün. Tekrar yazayım, insanız, insan olarak aldanmamız, aldatılmamız, yalan ve vaatlere inanmamız da mümkün! Aykırı olan, aklı olan ve insan kimliğimize ters olan bile bile, deneyimlediğimiz, zarar gördüğümüz, aldatıldığımız yalan ve yöntemlere, bağlantılı olduğu apaçık vaatlere inanmaya devam etmemizdir. İnsan zeki olabilir, çok zeki olabilir, en çok zeki olması da mümkündür, vasat, vasat altı, saf, çok saf olmasının da mümkün olabileceği gibi. Kabulü mümkün olmayan, çok saf, deneyimsiz, yetersiz dediğimiz insanımızın dahi aynı hataya defaten düşmesi, inanması. Aynı hataya defaten düşmek ve inanmak ötesinde destek verip çığırtkanlığını yapmasıdır ki, insan olma haline ihanet, insanlığa ihanet ve darbedir.

Yazarın Diğer Yazıları