Erdal Öztürk

Dışarda Virüs,İçerde Deprem

Erdal Öztürk

2019 Yılı  biterken 2020 yılana tüm dünya coşku, heycan, sevgi, umut ve hayallerle giriyordu. Her yeni yılda olduğu gibi eski yıla elveda yeni yıla hoş geldin diyordu insanlık. Çok değil karabasan gibi bir yıl olacağını 24 Ocak'ta Elazığ'da meydana gelen depremle sinyalini vermişti. Ve sonrası mı tüm dünyayı kasıp kavuran korona virüs covid 19  pandemisi...
Hepimiz yeni yılda hayatımızda güzel şeylerin olacağına inanırız ve ona göre dilek tutarız. 2020 Yılı'da başlangıç itibarıyla böyle başladı ama böyle bitmedi. Depremler pandemi, yangınlar,seller, yolsuzluklar, kadın cinayetleri, çocuk istismarları, ekonomi sıkıntılar, adalet ve hukuk sıkıntıları, eğitim ve sağlık sıkıntıları ve zamlar peş peşe birbirini takip eden olaylar bitmek bilmiyordu. İneği haciz edilen köylüler sarı kızına ağlamaklı çaresiz veda ediyordu. Tarihe kara bir not olarak geçti sarı kızın haciz edilmesi. Siyasetçilerin dili ve birbirlerine cevapları Kılıçdaroğlu'na yönelik linç girişimi olaylar olaylar olaylar...
2020 yılı geçmiş yıllarımızı mumla aratacak deselerdi belki kimse inanmazdı. Ama yaşananlardan sonra aratır hale gelmişti. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. İnsanların birbirinde kaçtığı bir yıl olacaktı ve oldu da. Toplum olarak hiç bir şeye hazır değildik. Ta ki ülke olarak yasakların ve kısıtlamaların hayatımıza girmesine kadar. Önceleri şaşırdık ne oluyor neler oluyor diye. Ciddiye alanlarımız da oldu almayanlarımız da. Hayat eve sığar dedik evlerimize girdik. Çarpık kentleşme ve para hırsı yapılan evlerimizin deprem de pek de güvenilir olmadığını gösterdi bizlere. Dışarda virüs var hayat eve sığar dedik, deprem oldu evlerimize girmeyin dedik. Hadi gelde bu denklemi çöz çözebilirsen...
Pandemi dolayısıyla çoğu ülkeler vatadaşlarına ciddi yardımlar yaparken bize iban verildi. Esnaf zor durumda insanlar zor durumda eve ekmek nasıl götüreceğim derken iban veren ilk ülke olduk. Esnaf kira ödeyemez maaş veremez oldu. Yapılan yardımlar kimseye ciddi anlamda bir fayda sağlıyamadığı gibi çoğu esnaf kepenk kapattı. Ekonomisi güçlü olan ülkeler kısıtlamalardan kaçınmadı. Biz ise virsün kafasını bile karıştırdık. Öyle yasaklar geldi ki ne bizler ne de virüs anladı bu yasakları.
Ekonomimiz güçlü olsaydı iban yerine her vatandaşa yardım edilirdi ama ne yazık ki iban vererek yardım kampanyası herkesi şaşırtmıştı hayaldi gerçek oldu.
İktidarla muhalefet kıran kırana sert söylemelerle karşı karşıya geldi. Öyle ki iktidar hızını alamadı muhalefet belediyelerine yardım alma yasağını getirip banka hesaplarında toplanan paralara da bloke koydu. Buna rağmen muhalif belediyeler farklı yöntemlerle süreci en iyi şekilde yönetmeye çaba gayret gösterdiler. Kötü ekonomi kendini iyiden iyiye hissetirirken burası çok önemli bir twetle istifayı öğrendik. Hem de at izi it izine karıştı diyerek sessiz sedasız çöken bir ekonimiyi arkasında bırakarak gitti. Gidişine üzüldük mü hayır. Hükümet her ne kadar ekonomimiz çok iyi desede evde ki hesap çarşıya uymadı uymuyor da. Zamlar alıp başını gitmiş. Pandemi insanlığı tarumar etmiş. Belki bize bir ders veriyordu ama bu dersi kimler alacaktı ki üstüne? 
Şimdi 2020 yılını iyisiyle kötüsüyle göndermek üzereyiz. Yeni yılda umarım bu kötü günler geride kalır. İnsanlık 2020 yılında çok ders çıkarır ve herkesin insan olduğu insanca yaşamak istediğini birileri anlar. Yeni yıl sevgi, saygı, dostluk ve barışın yılı olur. Hastalıkların bittiği dostlukların kahve ve keyif çay içip sohpet ettiği bir yıl olur. Adaletin ve liyakatın olduğu bir yıl olur. Acıları geride bırakıp herkesin mutlu huzurlu yaşayabileceği bir yıl olması dileğiyle Yeni yılınız kutlu olsun.

Yazarın Diğer Yazıları