Ramazan Durmuş

Malatya izlenimleri...

Ramazan Durmuş

Ne derler!
Gittim...
Gördüm...
Yazdım...
Gitsek de, görsek de yazsak da ahhh şu virüs dedik bir haftalık ziyaretimizde...
Yüce Allah buyuruyor ki:
"Allah'tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının" 
(en-Nisâ, 4/I)
Bunun için de elbette hemen aklınıza sılayı rahim geliyor değil mi?
Başta ahhh çektik ya... Kolay değildi herkese merhaba demek...
Kapı kapı selamlaşmak...
Olsun dedik koronavirüse inat çocukluğumuzu ve gençliğimizi yaşadığımız mekanlarda o günleri andık...
Dağlara, tepelere, bağlara koştuk...
Tırmandık armut ağaçlarına... Başak topladık üzüm bağlarında Eylül rüzgarlarında..
Canları uzaktan selamladık...
Polat Ovası'nda, doğduğum beldemde yaşlılarımızın merhabasıyla morallendik... Gençliği, sosyal medya aracılığıyla da olsa tanıdığımız için teselli bulduk.
Hacı Vahap kardeşimle sonbaharın tadını doyasıya hissettik..
Kardeşliğin, arkadaşlığın ne demek olduğunu bir kere daha iliklerimize kadar hissettik Hacı Vahap kardeşimle...
***
Ankara'dan gece indiğimiz Malatya'mızdan sabah namazında havaalanı yoluna koyulduk...
Malatya'ya uçak yolculuğunun işkencelerini de yaşaya yaşaya dertlendik...
Allah aşkına! Malatya'dan Ankara'ya İstanbul aktarmalı uçak seferi ne demek?
Ya havaalanına servis!
Uçak 06.50'de... Servis mi; kalkıştan 2.5 saat önce... Sadece tek servis... O da özel... HAVAŞ havlu atmış şehir içi servis hizmetinde...
HAVAŞ otobüsleri gözünüzün önünde ama hizmet yok... 
Yazıyoruz sosyal medyadan isyanımızı...
Cevap ilginç:
Malatya'da servisimiz yok!
Soruyoruz, niye o araçlar orada?
Ses yok, tıssssss
Kısacası aracın yoksa sabahın seherinde Ankara'ya uçak yolculuğu işkence...
Ulaştırma Bakanlığı'na, THY'ye ve Malatya'nın godaman siyasetçilerine duyurulur!
*** 
Çaresiz atlıyoruz bir taksiye ver elini havaalanı...
60'lı yaşlarda bir ihtiyar delikanlı direksiyonda... 
Çocukken gidip ihtiyarlayınca döndüğü Malatya'ya direksiyonda rızkının peşinde...
Bir dokunduk bin ahh işittik...
Yıllar sonra çocuklarıyla döndüğü memleketine geldiğine bin pişman...
Ağabey Malatya artık eski bildiğimiz Malatya değil diyor da; kalitesiz göçe feryat ediyor...
Kendisi atlamış taksiye...
Bir evladına açmış bir ekmek teknesi kumda çay satıyor...
O da ne bir gece ekmek teknesine baskın... Hengame... Dayak... Kavga ve acı bir son...
Evladı katil oluyor kendi mekanını basanlar yüzünden... Şimdi hapishanede derken düğümleniyor sözler...
Keşke dönmeseydim ağabey!
Ben evladımı kurban vermek için gelmedim ki...
***
Malum virüs belası ile hemhaliz... Malatya'da maske ve mesafede titizlik dikkatimi çekiyor... 
Soruyorum etrafımdaki tanıdık simalara...
Ağabey 900 lira korkusu diyor!
Olsun yine de güzel...
Ama gittiğimiz mekanlarda maske denetimindeki sıradanlık dikkatimi çekiyor. En başta mekan sahipleri maske kuralına uymuyor ama gelen ekipler, sözüm ona denetimde... Hiç yakışmıyor, pandemi başımızın belası bilesiniz!
Uzatmayalım kısa ziyaretimizden işte birkaç not...
Büyüyen, gelişen Malatya'mızın her şeyin en güzeline layık olduğunu bilen yöneticiler elinde olmasını dileyerek sözlerimize nokta koyalım!

Yazarın Diğer Yazıları