Mir Murat Demir

TELAFİSİ MÜMKÜN MÜ!

Mir Murat Demir

İnsanlar hayatta, yaşam devam ederken tercihlerinin de inandıkları ve yaşam tarzları, farklılıkları nasıl olursa olsun, kabulümdür. Kabul etmemle birlikte bilimsel, sanatsal, kültürel yol ve yöntemlerin, insana en uygun yaşam biçimi, tarzı anlatılmalı, gösterilmeli, yazılmalı, baskı ve dayatma olmadan, özendirerek, imrendirerek. Sıra dışı olarak tanımladığımız, aykırı diye kategorize ettiklerimiz de dâhil baskı, zorlama, dayatma olmaksızın ılımlı yöntemler kullanılarak, akıl, vicdan, kültürümüze yaşam şeklimize tamamıyla ters olmayan şekliyle anlatılmalı, gösterilmeli, yazılmalı, tamamıyla anlayıncaya kadar bu aydınlanma çalışmaları devam etmeli. Başlangıçta neler yazıyor, ne anlatıyor diye meraklandınız ya, öyleyse aşağıdaki yaşanmış olayı, literatür de yer almış kesinliği olan hadiseyi birlikte okuyalım.
..
Ziba ile Muhammed üniversite yıllarında tanışmış, uzun süren bir arkadaşlık döneminden sonra yeni evlenmiş bir çifttir... Muhammed, sığır ticaretiyle uğraşmakta, Ziba ise bir özel hastanede hemşirelik yapmaktadır. Bir aylık evli çift, balayına çıkma planları yapmaktadırlar...
Muhammed, bütün formaliteleri yerine getirerek eşine ve kendisine on beş günlük bir balayı programı hazırlar...
Ve özel otomobilleriyle balaylarını geçirmek için Benderabbas şehrine hareket ederler... 
Ziba ile Muhammed yaklaşık 600 km lık bir yol katederler. İran devrim muhafızları Pasdar'lar kara yolu üzerinde araçları durdurarak kimlik kontrolü yapmaktadırlar. 
Ziba ile Muhammed'in araçlarını da durdururlar. Ziba'dan evlilik cüzdanı istenir. Ziba çantasını karıştırır, valizlerine bakınır ama evlilik cüzdanı yoktur. Cüzdanı evde unutmuştur. Muhammed yeni evli olduklarını ve balayına gittiklerini devrim muhafızlarına anlatmaya çalışır... 
Devrim kuralları kesindir. Evlilik cüzdanı olmayan kadın erkeğin yanında bulunuyor ise fahişedir. Cezalandırılmalıdır.
Ziba ile Muhammed evli olduklarina dair yeminler eder...
Yalvarırlar...
Nafile, Ziba Karakola götürülüp fahişe suçundan seri mahkemeye çıkartılacaktır.
Muhammed, "Evlerinin 600 km uzakta olduğunu müsaade ederlerse karısıyla gidip evlilik cüzdanını getireceğini" söyler. 
Devrim muhafızları Ziba'yi bırakmaz. "Evlilik cüzdanını getir kadını götür.." denir.. Muhammed Evlilik cüzdanlarını almak için geri döner... 
Şoke olmuştur. Biran evvel eve gitmeli cüzdanı getirip karısını o
kurtarmalıdır.. Yollar uzadıkça uzar, viraja süratli giren Muhammed direksiyon hakimiyetini kaybederek yol kenarındaki uçuruma yuvarlanır.. 
Kazadan üç-dört saat sonra, Muhammet ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılır.. Muhammed Yoğun bakımda ölüm ile yasam arasında gidip gelmektedir...
On beş gün şuursuzca yatar. Kendine geldiğinde ilk Ziba'yi sorar. Kâbus bitmemiştir. Ziba Canilerin elinde kalmıştır. "Cüzdanı götürüp karımı kurtarmalıyım..."der. 
Bu düşüncelerle hastaneden kaçar. Evine gider... 
Evlilik cüzdanlarını alır... Ziba'yi alıkoyan karakola gider... 
-"Ziba nerde?... Evlilik cüzdanımı getirdim. Karımı serbest bırakın."
 Buz gibi bir cevap alır.... 
"-Seni bir hafta bekledik gelmeyince, kaçtığını düşündük, bu kadının fahişe olduğunu kabul ettik ve astık...." 
Ziba'nin morgdaki cesedini Muhammed'e verirler..
..

1985 yıllarında İran'da yaşanmış gerçek bir yaşam öyküsüdür. O yıllardan sonrası neler olmuş neler yaşanmış tahmini zor değil. Biliyoruz ki yönetim şekli, baskı içerikli ve özgürlükleri sınırlı yönetimler olan biten ne varsa dışa kapalı tutarlar. 2022 yılını yaşadığımız günlerde “Mahsa Emini” nin İran Tahran’da 13 Eylül 2022’de “ahlak polisi” olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra komaya girerek hastaneye kaldırılması ve 16 Eylül’de yaşamını yitirmesiyle anlık sosyal medya bildirimi ile dünya da bilinir hale geldi. Ülkemiz de laiklik olması sebebiyle okuduğunuz ve benzeri hadiseler olmaz. Ülkemizde de ezberlerle ve dayatma, yalanlarla, cahil ve bilgiden uzak tutularak insanımız korkularla ve öteki dünyaya ait vaatlerle kandırılarak aldatmalar devam ediyor. Evet “Mahsa Emini” gibi kimseler görevlilerce ya da sivil insanımızca kötü muameleye tabi tutulamaz, sözlü ya da fiziki aşağılamaz sindirilemez, bizde kullanılan yöntem ise insanımızın cehaleti ve kandırılmaya müsait halleri. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ülkemizi kurtartırmış da, kurtarmanın ötesinde kanunuyla nizamıyla, şekli şemaliyle öyle sağlam bir altyapı kurmuş ki arada küçük cızıltılar çıksa da insanımızın yapısı ve aydınlıkları uygunsuz, ters. Yaşanmış hikâyeyi okudunuz, “Mahsa Emini” nasıl öldü biliyorsunuz. İran devleti ve ilgili makamlar “evet haksızlık yaptık, bu hatadan dönelim” deseler dahi, telafisi mümkün mü?
Mir Murat Demir
Mir Murat Demir'a yaz
 

Yazarın Diğer Yazıları