Mehmet Şahin

VE HÜZÜNLÜ KASIM...

Mehmet Şahin

Sonbaharın geldiğinde yapraklar dökülür ağaçların  dallarından.
Kasım ayı geldiğinde doğadan kaybettiklerimiz.
Hani ağaçların o yeşil günlerde olduğu günler.
Sararan yapraklar da bahçeleri mahsun, adeta hüzün kaplar ya ... 
İşte öyle dünyayı kaplayan hüzün gibi...
Gazze'de bombaların, füzelerin, roketlerin, fosfor bombaların altında insanlar yapraklar misali düşer gibi düşer iken toprağa ve insanlık.
Sonbaharın da hiçbir şey yapamıyor olmak.
Sadece içinde buğuz etmek.
Dakika durmadan bombalanan hastane okul cami kiliselerde ölenler mazlum hayatlar.
Savaş cephede olur.
1899 ve 1907 Lahey Sözleşmeleri, ilk defa sistematik bir hukuksal bütünlük içinde çatışmaların yürütülmesinde insancıl ilkeler (jus in bello) getirmiş, diğer bir deyişle savaş hukuku kurallarının doğmasına yol açmıştır.
Hedef gözetmeden katliamlar, soykırımlar yapan İsrail ve ölen Filistinli çocuklar kadınlar yaşlılar.
Filistin'de insanlar sonbahar yapraklar gibi düşüyor toprağa.
Çocukların vücut azaları bulunsun diye kollarına bacaklarına isimler yazılıyor.
Filistin sonbaharın da azaların bulup toprağa gömülsün diye.
Bu sonbahar bu kış biter  elbette.
Gazze de ki çocuklar kadınlar için de ilkbahar gelir.
Zira Allah öyle diyor.
"Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır." (Saff, 61/8)
SELAM VE DUA İLE...
 

Yazarın Diğer Yazıları