İnönü Üniversitesi Tüm İmkânları ile Depremde Seferber Oldu

İnönü Üniversitesi, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerden etkilenmesine rağmen bütün imkânlarını kullanarak Malatya için seferber oldu.

İnönü Üniversitesi, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerden etkilenmesine rağmen bütün imkânlarını kullanarak Malatya için seferber oldu. Depremzedelerin yemek, barınma ihtiyaçlarını karşılayan İnönü Üniversitesi, kampüste AFAD’a lojistik depo hizmeti sağlarken aynı zamanda da deprem sonrası bilirkişilik, hasar tespiti gibi deprem çalışmalarıyla önemli bir misyon üstlendi.

Konuyla ilgili İNÜHABER’e değerlendirmede bulunan İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, depremin ardından İnönü Üniversitesinin Malatya için bir sığınma alanı vazifesi gördüğünü söyleyerek deprem sonrası yapılan çalışmaları anlattı.

İnönü Üniversitesinin her üç kampüsünde de depremden dolayı yıkılan binanın olmadığını söyleyen Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay,  İnönü Üniversitesinin bina hasar durumu hakkında şu bilgileri verdi:

“Gerek merkez kampüste gerekse de şehir merkezi ve OSB’deki iki orta ölçekli kampüsümüzde yıkılan binamız olmadı. Çok köklü bir üniversite olduğumuz için binalarımızın bir kısmı 40 yıllık ve 40 yıldan daha eski binalarımız var. Biz daha önce belli bir sıra içerisinde performans analizi yaparak 2000 yılından önce yapılan binalarımızı incelemeye almıştık. Bir kısmının incelemesi tamamlanmıştı. Üniversitemizdeki lojmanlarımız hasarsız olarak tespit edildi. Eski binalarımızın bir kısmı ağır hasarlı,  orta ve az hasarlı olarak bu depremden zarar gördü. 50 binamız az hasarlı olarak tespit edildi. Gerek bizim İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerimiz gerekse de Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının belirlediği uzman mühendisler kampüsümüzde iki kez inceleme yaptı. Az hasarlı binalarda çatlamalar, sıva dökülmeleri, çatılarda etkilenmeler var. Bunların tadilat ve tamiratını yapmaya başladık. Arkasından da diğer onarımlar devam edecek. Bir binamız orta hasarlı olarak tespit edildi. Onunda performans analizine başlıyoruz. 20 binamız ağır hasarlı olarak tespit edildi. Bu 20 binamız 30-35 yıl önce hizmete açılmış binalar. 1975 deprem yönetmeliği doğrultusunda yapılmış binalarımız var. Bu eski binalarımızdan ağır hasarlı olanların yenilenmesi en uygun çözüm olarak görünüyor. Bu ağır hasarlı binalarımızdaki laboratuvarlarımız, dersliklerimiz daha güvenli diğer binalarımıza taşınıyor. Bunlar haricinde bizlere acil tehdit oluşturacak binamız bulunmuyor.”

“Başarılı Bir Organizasyon Gerçekleştirdik”

İnönü Üniversitesinin çok büyük bir kurumsal kapasitesinin olduğunu vurgulayan Rektör Ahmet Kızılay, depremin ardından depremzedelere üniversitenin kapılarını açtıklarını belirtti.

Rektör Kızılay “Depremin hemen ardından depremzedelere sıcak yemek ikram etmeye başladık. İki alanda kriz yönetimine geçtik. Öncelikle deprem sonrası yaralanmalar için Turgut Özal Tıp Merkezi’ni hazır hale getirdik. Burada ameliyathane ve yoğun bakımları arttırdık. Depremde beklediğimiz olası yaralanmalara hazır hale getirdik. Kampüs kısmında ise depremzedelere öncelikle barınma ve sıcak yemek sağladık. Bir taraftan hastanede sağlık hizmetimiz devam etti. Diğer taraftan üniversitede hem kendi personelimiz ve öğrencilerimiz hem de şehirden üniversitemize gelen depremzedelere binalarımızı ısıtarak konaklama, barınma imkânı sağladık. Mutfağımızı tam kapasiteye çıkardık. Mutfağımızı üniversitemize sığınan şehirden gelen 15 binin üzerinde misafirimizin yanı sıra şehrin hepsine de yemek verecek hale getirdik. Özellikle merkez yemekhanemiz depremin ilk anından bugüne kadar aralıksız yemek çıkarmaya devam etti. Depremin 5. gününden itibaren Kızılay ile birlikte çalışmaya başladık. Mutfak personelimiz büyük bir fedakârlıkla, gayretle halen çalışıyor. Günde 100 bin porsiyonun üzerinde yemek çıkararak bunu da Kızılay vasıtasıyla dağıtıyoruz.” dedi.

Deprem sonrası hayırseverlerin de önemli destek sağladığını dile getiren Rektör Kızılay, o günden bugüne aralıksız sıcak yemek üreten İnönü Üniversitesinin şehrin ana yemek ihtiyacını önemli ölçüde karşıladığına dikkat çekti.

“Hocalarımız Bilirkişi ve Hasar Tespit Çalışmalarında Görev Üstelendi”

Afet koordinasyonunda İnönü Üniversitesinin Malatya’ya katkı verdiğini ifade eden Rektör Kızılay, AFAD’a lojistik merkez imkânı sunduklarını belirterek şunları söyledi:

“Üniversitemizi AFAD’ın lojistik merkezi yaptık. İlk haftalarda 300’den fazla yardım tırı üniversitemize AFAD tarafından yönlendirildi. Hocalarımız, idari personellerimiz, gönüllülerle tırları boşalttık. AFAD lojistik depo hizmetini hala devam ettiriyor. Deprem çalışmaları yapan bilim insanlarına ev sahipliği yaptık. Türkiye’nin birçok üniversitesinden bilim insanı Malatya’ya gelerek deprem çalışmaları hakkında bilimsel araştırmalar yürüttü. Üniversitemizin İnşaat Mühendisliği Bölümü hocalarımızı başta Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının alanları olmak üzere Başsavcılığımıza bilirkişi olarak görevlendirdik. Hocalarımız Malatya’da hem uzman bilirkişi olarak hem de hasar tespiti yapılmasında önemli bir görev üstelendi. Görevlerini en güzel şekilde icra ettiler. İnşaat Mühendisliği Bölümü hocalarımız depremle ilgili çok detaylı bir rapor hazırladı. Bu raporda şehrimizde hasar alan ve yıkılan binaların yer, zemin, malzeme problemlerini detaylı inceleyerek raporlaştırdı. Ayrıca Peyzaj Mimarlığı hocalarımız ile şehrimizde ‘Depreme Dirençli Ekolojik Mahalle’ nasıl kurabiliriz diye konsept tasarım çalışması yaptık. Dünyadaki büyük depremler sonrası yapılan deprem dirençli konutları mahalleleri, köyleri incelediler. Zaten bizim üniversitemiz de ekolojik çalışmalara çok önem veren bir üniversite. Yeşil kampüs, sürdürülebilir kampüs üniversitemizin özendiği bir konu. Deprem sonrasında hem deprem dirençliği hem ekolojik konsept tasarımlarla kendi lojmanlarımızı, barınma alanlarımızı, kaynaklarımızı daha yerli yerinde kullanabilmek için çalışmalar yapıyoruz.”

AFAD’a konteyner kent kurulması için Teknokent bahçesini tahsis ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Kızılay, bu konteyner kentte 10 binin üzerinde depremzedenin kaldığını ifade etti. Rektör Kızılay, deprem sonrası kriz yönetiminde başarılı olduklarını dile getirdi.

Depremden dolayı uygulamalı eğitim haricinde diğer bütün alanlarda güçlü bir uzaktan eğitim altyapısıyla uzaktan eğitime geçtiklerini anlatan Prof. Dr. Kızılay, bahar yarıyılı tamamlanana kadar bu şekilde devam edileceğini kaydetti.

“Psikososyal Destek Hizmeti Veriyoruz”

Deprem sonrası ortaya çıkan travmatik stres bozukluğunu engellemek amacıyla öğrenci ve personellere yönelik Psikososyal Destek Hizmeti sağladıklarını da aktaran Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Hem öğrencilerimiz için hem de personellerimiz için ‘Psikososyal Destek Hattı’ oluşturduk; öğrencilerimize ayrı akademik ve idari personelimize ayrı. Depremin psikososyal açıdan çok önemli bir travma oluşturması bizim bu konuda önemli çalışma yapmamızı zorunlu kıldı. Deprem sonrasında ‘travmatik stres bozukluğu’ dediğimiz stres bozukluğu var. Büyük afetlerden sonra bununla mücadele ediyoruz.  Diğer taraftan akademik ve idari personelimizin 4 kişiden 1’ninin evi ağır hasarlı. Tabi ki önce barınma. Barınma olmazsa başka diğer maddeler arkadan geliyor. Dolayısıyla şimdi barınma sorunlarını çözmek için gece gündüz elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. Öğrencilerimize şimdi uzaktan eğitim veriyoruz ama bir kısmı da deprem bölgesinde yaşıyor. Onların da problemlerini çözmeye çalışıyoruz. Yoğun bir çalışma ve plan içerisindeyiz. Bir taraftan da Eylül ayına üniversitemizi bütün birimleriyle tam olarak yüz yüze eğitime hazır hale getirme gayreti içerisindeyiz.”

Son olarak güvenli kampüslere sahip oldukları için kampüste can kaybı yaşamadıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay, deprem bölgesinde 5’i uluslararası, 60’ı Türk öğrenci olmak üzere toplam 65 öğrenciyi kaybettiklerinin bilgisini paylaştı. Kızılay, ayrıca 2’si akademik, 5’i de idari personel olmak üzere toplam 7 personelin depremde kaybedildiğini açıkladı. Depremde ölenlere rahmet dileyen Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay, yaralılara ise acil şifalar dileyerek sözlerini tamamladı.

Bakmadan Geçme