Darbe Ürünü Yök'ün Bile Midesinin Kaldırmadığı İhraç Tuzağı

HATEM DENKTAŞ MALATYA EĞİTİM İŞ ŞUBE BAŞKANI

24 Haziran seçimleri için hazırladığı beyannamede “OHAL’i sürdürmeyi” vaat eden AKP, seçimlere 5 kala OHAL’i kaldıracağını müjdelemiş, seçimden hemen sonra ise OHAL’in daha beterini Türkiye’ye yaşatmak için kolları sıvamıştır.

OHAL’in çağdışı yetkilerini daha da artırarak kanunlaştırmaya başlayan iktidar, her alanda hak talanına yasal kılıf hazırlığını tamamlamıştır.

Geçtiğimiz hafta, OHAL’in uzatılmamış olmasıyla birlikte Meclis Adalet Komisyonu’nda temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, Anayasa’ya, Türkiye’nin imzacısı olduğu Uluslararası Anlaşmalara ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olan, ülkede bir tek adam rejimini kurumsallaştıran, OHAL KHK’ları yerine Cumhurbaşkanlığı KHK’larını getiren, kamudan ihraçları olağan hale getiren, iş güvencelerini ortadan kaldıran ve valileri sınırsız yetkiler tanıyan bir Kanun Teklifini komisyon gündemine getirmiştir.

BETERİN BETERİ, OHAL’İN KÖTÜSÜ

FETÖ ile mücadele adı altında ilan edilen OHAL süresince, hiçbir terör örgütüyle ilgisi bulunmayıp sadece ilerici, muhalif olduğu gerekçesiyle akademide tırpan yapılmışken, bu yeni düzenlemeyle yasal kılıfta yeni tırpanlar olacağı ortaya konmuştur.

İlgili yasa teklifinin 23’üncü maddesinde yer alan geçici 35’inci maddenin 7’nci fıkrası ile “1983 tarihli 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa tabi personel, Yükseköğretim Kurulu Başkanının teklifi üzerine Yükseköğretim Kurulu kararıyla” ihraç edilebilecektir!

Buna ek olarak, 10’uncu fıkrada ise, “Bir bakanlığa bağlı ilgili veya ilişkisi olmayan diğer kurumlarda ise her türlü kadro, pozisyon ve statüde istihdam edilen personel birim amirinin teklifiyle ihraç edilir” denmektedir.

Yani yeni düzenlemeyle halihazırda özerkliği elinden alınmaya çalışılan, bilimsellikten giderek uzaklaştırılan, tek tip genç yetiştirmeye çalışan yandaş isimlerin yönetici olarak atandığı üniversitelerde, artık bir üst amirin teklifiyle akademik personel görevinde ihraç edilebilecektir.

KEYFİ İHRAÇLARI YASALLAŞTIRMA ÇABASI

Anayasa’ya, emeğin hakkına, insanlık onuruna, içinde bulunduğumuz çağın kazanımlarına tamamen aykırı olan bu düzenlemenin yasalaşmasıyla, herhangi bir kanıt, dayanak bulunmasına bile gerek kalmadan iktidar ve onun belirlediği üniversite yönetimleri tarafından keyfi ihraçlar yapılacaktır.

Yıllarca kendisini darbe karşıtı olarak lanse eden iktidarın yaptığı bu düzenlemeyi, ne ilginçtir ki bir darbe ürünü olan YÖK bile içine sindirememiştir.

YÖK Başkanvekili Prof.Dr. Safa Kapıcıoğlu, bu konuda “atama konusunda bile yetkili olmayan kurumlarının ihraç gibi bir konuda yetkili kılınmasını doğru bulmadıklarını” söylemiş ve bozuk saatin bile günde 2 kez doğruyu gösterdiğini bir kez daha ortaya koymuştur.

Komisyondan geçen ve bugün Genel Kurul’da görüşülecek olan, tüm akademi camiasını ilgilendiren bu teklif ile ilgili uyarıyoruz. Kamudan ihraçları olağanlaştıracak olan, Anayasa’ya aykırı olan bu düzenleme, onu hazırlayanları da vurur. Nasıl hukuk, adalet herkese lazım olacaksa, bu ülkede bilimsel değerleri el üstünde tutan, özerk üniversiteler ve ilerici akademisyenler olması da herkesin yararınadır.

Üniversiteler, siyasi partilerin intikam alanı, arka bahçesi, gizli kürsüsü değil; bilimin, aklın, sorgulamanın yuvası, parlak geleceğin anahtarlarıdır.

Bu anahtarı kırarsan her kim olursa, onun da geleceğe açılan kapıyı aralama şansı kalmayacaktır.

Bakmadan Geçme