Bağımsız Sendikacılık 'Eğitim-İş'

Eğitim-iş Malatya Şube Başkanı Hüseyin Kara ile Eğitim-iş Sendikası Ana Eksenlerini konuştuk.

Eğitim-iş Malatya Şube Başkanı Hüseyin Kara ile Eğitim-iş Sendikası Ana Eksenlerini konuştuk.
Başkan Hüseyin Kara,’’Eğitim-iş , ilkeli çalışmaları ve temel duruşu ile gündemde yer edinmiş, Sendikal faaliyetlerinin halka ulaştırılması noktasında oldukça etkili olmuştur.Cumhuriyet ideolojisini yaygınlaştırma amacıyla, eğitimin yaygınlaştırılması çabalarının damgasını vurduğu 1930'lu ve 1940'lı yıllarda eğitim emekçileri, eğitim hakkının yaşama geçirilmesi ve halka ulaştırılmasında büyük mücadele vermiş ve çalışmaları neticesinde başarılı sonuçlar elde etmiştir’’dedi.
‘’Eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, demokratik ve kültürel haklarını koruma ve geliştirme, özgür-demokratik bir çalışma yaşamının oluşturulması mücadelesi; demokratik ve yaşanılası bir ülke talebiyle birlikte sendikal mücadelemizin ana eksenini oluşturmaktadır’’ifadelerine yer veren Başkan Kara,’’ üyelerinin haklarını ve çıkarlarını koruyup geliştirme doğrultusundaki mücadelesini, bir yandan güvenceli çalışma, nitelikli ve kamusal eğitim talepleri için sürdürülen mücadeleyle, öte yandan da eğitimi sermayenin tahakkümünden kurtarmak amacıyla yürütülen mücadeleyle birlikte, bütünlük içerisinde ele almakta ve sürdürmektedir. 17 Ekim 2005'te küllerinden yeniden doğan Eğitim-İş her şeyden önce ''Vatanı Olmayanın Sendikası Olmaz!'' temelinden hareket etmektedir. Bu temel söylem, Eğitim-İş'in sendikal harekete giriş cümlesi ve olmazsa olmaz söylemidir. Bir sendikanın eğitim ve emekçilerinin ekonomik ve özlük haklarını aramanın yanında ülkenin temel meselelerine de kayıtsız kalmaması ve özelde Cumhuriyet kazanımları ile ülke bütünlüğü konusunda taraf olmasını ifade eder. Eğitim-İş, evrensel değerleri kabul ederek, Atatürk devrimlerinin ülkemiz için vazgeçilmez kazanımlar olduğunun ve her durumda savunulması gerektiğinin bilincindedir. Eğitim çalışanları arasında etnik köken, dinsel inanç, siyasi düşünce ayrımı yapmaksızın tamamını kucaklamayı bir ilke olarak kabul eder. Ülke bütünlüğünün korunması, bütün yurttaşların birbirini anlaması ve ulus bütünlüğünün sağlanması için eğitim dilinin Türkçe olmasını savunur. Örgütlü güç olmayı haklarının kazanılması için zorunluluk kabul ederek, örgütsel bağımsızlığın siyasi partiler karşısında korunmasını ilke edinir. Çeşitli çıkar gruplarına sırtını dayamadan bağımsız sendikacılık yapar. Piyasacı yaklaşımlarla ülkedeki emekçi kesimlerin çalışma koşullarının zorlaştırıldığı, emekçilerin taşeronlaştırılarak iş güvenliği ve kadro güvencesinin yok edildiği bilinciyle, kadrolu ve güvenceli çalışmanın mücadelesini verir. Siyasal iktidarların eğitimin özelleştirilmesi, piyasalaştırılması, yerelleştirilmesi ve gerileştirilmesi politikalarına karşı laik, demokratik, bilimsel, parasız ve ulusal eğitimi savunur. Eğitim-İş hangi kesimlerden gelirse gelsin başta laiklik ilkesi olmak üzere Cumhuriyetin temel kazanımlarına yapılan saldırılara karşı durmayı,varlığının temeli sayar. EĞİTİM-İŞ ''Üyelerinin üstün sorumluluk duygusuna ve eğitimin gücüne dayanarak; Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını, egemenliğini, ulus ve ülke bütünlüğünü, laik düzenini, demokratikleşme ve ulusal eğitim hedefini geliştirerek korumak ve sonsuza kadar yaşatmak için elinden gelen her türlü çabayı gösterir’’şeklinde konuştu.
HABER: FİLİZ YAVUZKURT

Bakmadan Geçme