SAĞLIKLI OLMAK KEYFİYET DEĞİL, MECBURİYETİN

Ekseriyetle tüm ilahi dinlerde dinlerin uzantıları mezheplerde din bağlantılı ibadet maksatlı bir arada olduklarını söyleyen tarikatlarda, sanat kuruluşları, akademiler, bilim merkezleri, büyük ya da küçük akımlar, sosyal gruplar, ideolojiler ve de diğer tüm oluşumların hemfikir oldukları tek konu vardır; doğum, yaşam, nihai son, ölüm. İnsan olarak yaratılmış isek, sağa sola, aşağı yukarı sapmadan, yalpalamadan, doğum ve ölüm kendi irademiz dışı, bu konuda da hemfikir kalalım, rasyonel değil, dayanaklı ve bilimsel içeriği yok. Elbette, bahis konusu olan kendi doğumumuz ve kendi ölümümüz ise kendi kontrolümüzün olmadığı, etkili de olamadığımız, duraksatma ya da erteleme de yapamayacağımız bir olgu, kavram, günümüz verileri ile gerçeğimiz böyle.
Ekseriyetle hemfikiriz madem doğumla ölüm arası bizim olan, bizim kontrolümüzde olan yaşam süresi ve bu sürede sağlıklı yaşayabilmek ve sağlıklı yaşamın yanına keyifli anları katıp çokça mutluluğu yakalayabilmek. Sağlık varsa yaşamakta da mana var, derinlik var, çaba var, umut var, ihtimallerin dahi değeri var. İnsan ki sağlıklı değilse hele hele çaresizliklere gark olmuşsa ne olursa olsun yaşam da değerli olmuyor, manasını yitiriyor, yaşıyorsun da ayak sürüterek.
..
 “Crisda Rodriguez” Dünyaca ünlü tasarımcı ve yazardı kendisi mide kanserinden ölmeden önce son yazısı şu şekildeydi;
Garajımda Dünyanın en pahalı arabaları var ama tekerlekli sandalyeye binmek zorundayım.
Evimde ünlü markaların giysi, ayakkabı ve değerli eşyaları var ama 
Vücudum hastanenin verdiği küçük bir bez parçasına sarılı.
Bankada çok param var ama hiçbir faydası yok.
Evim lüks bir malikâneydi ama şuan hastane yatağında yatıyorum.
Saçımı yaptırmak için yedi tane berberim vardı ama şuan saçım bile yok.
Özel jetimle dünyanın her yerine Uçabilirdim ama şuan oda kapısına iki görevli ile zor yürüyorum.
Birçok yiyecek olmasına rağmen diyetim iki öğün minimal sebze ve akşamları birkaç damla tuzlu su.
Ölümden başka hiçbir gerçek yok..
..
“Crisda Rodriguez” gibi ne çok insanların sağlık temelinde öğüt ve temennileri, deneyim ve yönlendirmeleri ile sohbetler dinlemiş, yazı ve anekdotlar okumuşsunuzdur, film ve belgeseller izlemişsinizdir. Sağlık her birimizin öncelikleri olmamalı açık ara ilk önceliği olmalı. Sağlıktan kastım elbette gripten, adale tutulmalarından bahsetmiyor, günlük yaşamsal döngümüze engel olacak süreklilik arz eden eksiklik ve yokluklar kastım. Kronik ya da süreğen, müzmin olarak adlandırılan ve tıp bilimi içerisinde henüz kesin tedavisi olmayan türler ki, sağlığınızı kaybetmenin ötesinde yaşamsal aktivitelerinizin de birer beşer bittiğini, yok olduğunu yaşayarak görüyorsunuz. Sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak, sağlıkla yaşamak keyfiyet değil mecburiyet dedik. Sağlık ertelenebilir ya da bir ara bakarız türünden bir mesele değil, benliğimize yapışık her an da ve her yerde bu sorumluluğumuzu sırtlanacağız hem kendimiz için hem de sevdiklerimiz için, insan olmanın bilinci ve sorumluluğu ile yaratılan olmanın şükran duyan kul bilinciyle.
Bilim dünyası ve tıp, hekimlerimizin ekseri hemfikir oldukları bir konu vardır ki çoklukla birinci ağızdan, doktorlarımıza kulak vermiş bu saptamayı bu tavsiyeyi yönlendirmeyi dinlemişsinizdir. Her insan kendi sağlığından da sağlıklı yaşama sorumluluğundan da birinci derecede kendisi mesuldür. Her birey, fert, çocuklar ve akıl sağlığı olmayanları konu dışında tutarsak, kendi sağlıklı olmaları kadar sağlıklı kalmalarının da ilk mesuludurlar. 
Mir Murat Demir