Mir Murat Demir

ÇOK ABARTI!

Mir Murat Demir

Derinlemesine izah etmek zor, net bir ifadem olsun, abartıyı da mübalağa etmeyi de sevmiyorum, edenlerden de şüphe duyuyorum. Ne sevinçler ne de üzüntü halleri, doğal haliyle yaşamak varken abartmak, pohpohlamak gibi, fanatiklik gibi, mübalağa gibi gereksiz ve özünü, anlamını da yitiriyor. Elbette yazımı okumaya devam edeceksiniz de birkaç saniye düşünün, abartı yapılan her ne varsa, arkasında, devamında mutlak bir kanunsuzluk ya da etik dışılık vardır. Vurgusu daha etkili bir masal var ya da masal içeriğinde hazırlanmış bir kurgu metin, okuyalım.
..
Eve giren adam; evde tek başına yaşayan eşini ağlar halde gördü ve ağlamasının sebebini sordu?
-Kadın: Evimizin önündeki ağaca konan kuşlar beni türbansız görebiliyor ve bu durumda Allah'a karşı günah işlemiş olabilirim; onun için ağlıyorum dedi.
-Adam:
Karısının Allah korkusu duyarlılığından çok etkilendi; karısını kucakladı, alnından öptü, kazma kürek hazırladı ve karısını rahatsız eden kuşların konduğu ağacı kökünden söktü.
Adam çalışıyordu; işe gidiş dönüş saatleri belliydi, günlerden bir gün çalıştığı yerde doğan bir arızadan dolayı eve erken geldi,
Kapıyı açtı ve karısına sürpriz yapmak için sessizce içeri girdi ve hayatının sürpriziyle karşılaştı.
Kuşların onu türbansız görmesinin iffetine halel getireceğini düşünen eşini; aşığı ile yakaladı
Adam gördüğü durum karşısında şaşkındı, eşi ve aşığına hissettirmeden ihtiyaç duyabileceği birkaç parça eşyayı aldı, evden çıktı ve önüne çıkan ilk yoldan dönmemek üzere yaşadığı şehri terk etti.
Uzun bir yolculuktan sonra kendisini; kalabalık bir halk topluluğu içinde buldu, kalabalıkta herkes şaşkındı ve anlaşılmaz bir uğultu vardı,
Adam birine yaklaştı ve kalabalığın nedenini sordu?
Kalabalığın nedeni; kraliyet hazinesi çalınmış ve fail bulunamamıştı.
Kral; sarayının önüne halkı toplamış ve fail bulununcaya kadar herkesin sarayın önünde kalmasını emretmişti.
Kalabalıkta adamın ilgisini;
Ayak parmakları üzerinde yürüyen biri vardı ve adam, bu ayak parmakları üzerinde yürüyen adamın kim olduğunu sordu?
Ona; bu adamın kraliyetin din adamı olduğunu, ayağını tam basarsa, istemeyerek karınca ezebileceği
Allah korkusuyla ayak parmakları üzerinde yürüdüğünü söylediler.
-Adam:
Allah'ım hırsızı buldum beni krala götürün diye çığlık attı;
Adamı krala götürdüler ve adam krala, hazineyi çalan hırsızın, kraliyetin din adamı olduğu, o değilse benim başımı kesin dedi.
-Kraliyetin din adamını getirdiler;
Kısa bir sorgudan sonra, karınca ezmemek için parmakları üzerinde yürüyen din adamı hazineyi çaldığını itiraf etti..
Ama! Kralın kafasında bir soru kalmıştı,
Kral döndü ve hazineyi çalanın din adamı olduğunu söyleyen, daha önce hiç görmediği bu şahsa, din adamının hazineyi çaldığını nereden bildin dedi?
Adam.... Ey kral!
Sevap kazanmak iddiasıyla davranışlarında.. 
Allah korkusunu abartanlar, abartılarını başka suçlarını örtmek için yaparlar dedi... 
..
Abartı, çok abartı dedik, abartılan bireysel içerikteki kişisel beyan, durumlar ise birinin kendisini diğerine olduğundan daha iyi daha zengin daha kariyerli daha doğru gibi vasıflar ise, kabul dahi edilebilir, hoşgörüyle dahi karşılanabilir. Kurgu ya da masal metin de ki vurgu bireysel, kişisel olmaktan çok öte toplumu topyekûn aldatmaya yöneliktir ki, affı mümkün olmadığı gibi etik ve adil, seviyeli yaşam taraftarı olan her bireyin ifşa etmesi gereken bir insanlık görevidir.
Mir Murat Demir

Yazarın Diğer Yazıları