Malatya her geçen gün biraz daha zor bir şehir haline geliyor. Ne yazık ki bu zorluklar ne sadece mevsimsel ne de doğal koşullarla açıklanabilecek türden. Vatandaş, 44 derece sıcağın altında bir yudum suya muhtaç kalırken; suyu yönetenler, çözüm değil bahane üretmekle meşgul.
Darende’ye bağlı Karabacak köyünde yaşayanlar sabah bir saat, akşam bir saat akan suya muhtaç bırakılmış durumda. MASKİ tarafından köye 300 tonluk bir depo yapıldı ama o da kaderine terk edilmiş gibi. Su verileceği söylenen bu dev depo şimdi birer beton yığını. MASKİ müdürüne ulaşan vatandaşlar, “Ben su veremem, beni aşar,” cevabını alıyor. Müdür, İstanbul’dan, Ankara’dan arayanları gerekçe gösteriyor. Oysa halk soruyor: “Bizi kim düşünecek?”
Malatya merkezde ve diğer ilçelerde de tablo farksız. Su kesintileri 12 saati buluyor, bazen daha da fazla. Arızalar bitmiyor, çare üretilemiyor. MASKİ Genel Müdürü’nün göreve geldiği günden bu yana gelen tek şey şikâyet. Sorunlar çözülmek yerine adeta büyütülüyor.Sadece su mu? Hayır. Malatya Büyükşehir Belediyesi vatandaşın cebini de yakıyor. Esenlik Marketler Zinciri'nde fiyatlar almış başını gitmiş. Ucuzluk vaadiyle halka açılan bu marketler bile artık dert kaynağı. Vatandaş her gün artan fiyatlardan şikayetçi. En temel gıda maddeleri bile ateş pahası.Ulaşım desen, o da başka bir yara. MOTAŞ, yıllardır çözüm yerine sorun üretmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta otobüs seferlerine yapılan zam, özellikle depremzede vatandaşları iyice bunalttı. Zaten kayıplarının acısıyla yaşamaya çalışan insanlar, şimdi bir de ekonomik zorlukların içinde boğuluyor.
Tüm bu sorunlara karşı yerel yönetimden yükselen tek şey sessizlik. Oysa vatandaşın sesi her gün biraz daha yükseliyor. Malatya, susuz, ulaşımı sorunlu, marketi pahalı bir şehir haline gelirken; bu sorunlara karşı gerçek ve kalıcı çözümler üretilmediği sürece halkın öfkesi daha da büyüyecek.
Susuzluk, zamlar ve çaresizlikle geçen bir yaz… Malatya halkı daha ne kadar sabredecek?