M. Said Yalçın

Şehir Sahne Değil, Siz de Oyuncu Değilsiniz

M. Said Yalçın

Para…
İnsanın elini güçlendirir ama karakteri büyütmez. Cebinizi kabartır ama vizyonunuzu değil. Çoğu kişinin yanıldığı nokta da tam burası: “Param varsa gücüm de vardır” yanılgısı.
Oysa gerçek bambaşkadır.
Para ile ilaç alırsınız, doktor alırsınız;
ama çoğu zaman sağlık alamazsınız.
Para ile çevrenizi kalabalıklaştırırsınız;
ama “iyiye kötüye rağmen yanında duran bir dost” satın alamazsınız.
Para ile en gösterişli sofraları kurarsınız;
ama iştah satın alamazsınız.
Para ile salon doldurursunuz;
ama itibar dolduramazsınız.
Ve para ile siyaset sahnesine çıkarsınız;
ama milletin gönlünde yer satın alamazsınız.
MALATYA’DA PARAYLA YÜRÜYENLERİN SONU HEP AYNI OLDU
Malatya siyaseti, son 30 yılda parasıyla yola çıkan nice “kahraman adayı” gördü.
Kimi işinden güç bulup geldi, kimi çevresinin gazıyla “Ben de olurum” diye sahne aldı.
Sandılar ki Malatya; sermayesi olanın kolayca at koşturacağı, her kapının avuç içinde açıldığı, istedikleri gibi şekillendirebilecekleri bir şehir.
Unuttukları şey şuydu:
Malatya halkı, kimseyi cebindeki para kadar sevmez; karakteri kadar sever.
Bir dönem afişleri şehri kaplayanlar vardı…
Kendi reklamına para akıtıp “Ben geliyorum!” diye kıyamet koparanlar.
Sandıktan çıkan sonuç?
Sessiz bir hezimet.

Bir dönem basının yarısını kendi tarafına çekip diğer yarısını yok sayarak, “Bunlarla yürürsem yol alırım” sananlar vardı…
Sonuç?
Geldiği gibi gitti.

Çünkü Malatya, para ile nefes alanlara değil;
emeği, dürüstlüğü ve adaleti önceleyenlere kapısını açar.

PARANIN REHAVETİNE KAPILANLARIN ÇIKIŞ YOLU YOKTUR

Bugün yine benzer bir manzarayla karşı karşıyayız.
İş dünyasında birkaç başarı elde etmiş, cebini doldurmuş bazı zevatlar siyasete talip oluyor.
Sanki para onlara bir yetenek, bir ahlak, bir vizyon bahşetmiş gibi…

Basını ayrıştırarak, gazetecileri kategorilere bölerek, “Benim yanımda olan değerlidir, diğerleri yok hükmündedir” tavrıyla ilerleyenler…
Sanıyorlar ki bu şehir buna boyun eğer.

Sanıyorlar ki para ile algı yöneterek kitleleri yönlendirebilirler.

Sanıyorlar ki birkaç PR çalışmasıyla kendilerini “kurtarıcı” ilan edebilirler.

Oysa şunu tarih defalarca yazdı:
Kibirle yürüyenlerin, para ile konuşanların sonu hep aynı uçurumdur.

MALATYA TARİHİNİN SİYASİ HAFIZASI UNUTMAZ

Malatya’nın siyasi tarihi, bugün parasıyla hava atanların yarın nasıl buhar olup gittiğinin örnekleriyle doludur.

Dün meydanlarda büyük laflar eden, bugün sokakta yüzüne bakılmayanlar…
Parasıyla bürokrasi zorlayan ama devlet geleneğinin tokadıyla hizaya gelenler…
Basına para saçıp kendi propagandasını yaptıran ama halkın vicdanında hiç yer edinemeyenler…
Makamı “cebinin gücüyle” alan ama liyakatsizlikle elinden kaçıranlar…

Malatya tüm bunları gördü.
Ve yine görmeye hazırlanıyor.
SİYASET PARAYLA DEĞİL, OMURGA İLE YAPILIR
Siyaset, “Benim param var” diye çıkılan bir yol değildir.
Siyaset,
Cefadır,
Sabırdır,
Millete Karşı Sorumluluk Duygusudur,
Ağır Bir Yüktür.

Parası olan herkes o yükü taşıyamaz.
Çünkü siyasetin gerçek sermayesi para değil, şahsiyettir.
Şahsiyeti olmayanın cüzdanı dolu olsa ne olur, boş olsa ne olur?

Bugün, paranın gücüyle basını yönlendireceğini sananlara, kendini dev aynasında görenlere bir hatırlatma yapmak şarttır:

Bu şehir, sizin parayla satın aldığınız bir işletme değil.
Bu şehir, kadim bir hafızanın mirasıdır.
Ve sandık günü geldiğinde, Malatya’nın vicdanı öyle bir tokatlar ki,
o milyonlarca lira PR çalışmasının hiçbir anlamı kalmaz.
Parayla yol almaya çalışanların sonu bellidir.
Bir süre koşarlar, belki etraflarına toz kaldırırlar, etki alanı oluştururlar…
Ama geldikleri noktada hep aynı duvara çarparlar:

Halkın iradesi.
İşte o irade, ne satın alınır ne yönlendirilir.
Kimin gerçekten hizmet ehli, kimin şehrin üzerinde tepinen bir gölge olduğunu çok iyi bilir.
Paranın şehvetine kapılıp “Ben oldum!” diyenler için söyleyeceğim tek şey şudur:
Malatya kimseyi parası kadar değil; adamlığı kadar yazar.
O deftere de para ile imza atılmaz.
Malatya’da öyle zevatlar var ki, basın mensuplarına “Ben reklam vermiyorum” diye efelenip, arkasından kendi siyasi duruşuyla tamamen zıt mecralara reklam akıtıyor. Söz var, ağırlığıyla taş gibi durur; bir de söz var, söyleyenin karakteri kadar hafiftir. Bu tiplerin sözü, rüzgârın yön değiştirmesinden bile daha hızlı döner. Bugün “ilke” diye ortaya sürdüklerini yarın üç kuruşluk çıkar için çöpe atanların, Malatya’nın hafızasında yerinin ne olduğunu sanıyorlar?
Bu şehir, kimsenin yalanını, kıvırmasını, kendi menfaati için takla atmasını unutmaz.
Ve biz de unutturmayacağız.
Sözünün eri olmayan, duruşu olmayan, bir gün bir yana bir gün öte yana savrulanların maskesi en çok seçim dönemlerinde düşer. Çünkü gerçek yüzü gören halktır; ve bu halk, cevher ile gösterişi ayıracak kadar akıllıdır.
Malatya’nın basınını ayrıştırıp kendi küçük iktidar alanını kurmaya çalışanlar, bu şehrin toplu hafızasında çoktan yerini aldı. Bugün reklamla, parayla, gösterişle yaldızlanan yüzler; yarın sandığın hakemliği karşısında lime lime dökülecek.
Malatya unutmaz.
Ve unutulmasına da izin vermeyeceğiz.

 

Yazarın Diğer Yazıları