M. Said Yalçın

Canlı Yayın Ücretini Kim Ödüyor Sayın Başkan?

M. Said Yalçın

Yıllardır kültürün, sanatın ve özellikle türkünün kalbi olarak anılan Arguvan’da, bu yıl da Türkü Festivali düzenleniyor. Ancak bu yıl festivale gölge düşüren bir konu var: Sayın Arguvan Belediye Başkanı Ersoy Eren’in yerel basına karşı sergilediği mesafeli, hatta dışlayıcı tutum.

Geçmişte "Yerel basına ihtiyacım yok," diyerek yerel medya mensuplarını açıkça yok sayan bir belediye başkanının, şimdi çıkıp Malatya’daki basın konteynırlarını gezerek festival daveti yapması samimiyet sınavını geçemiyor maalesef. Çünkü yerel medya sadece festival zamanlarında hatırlanacak bir unsur değildir. Halkın sesi, ilçenin aynasıdır. Kaldı ki, bizlere yönelik hiçbir istişare yapılmadan, herhangi bir bilgilendirme dahi yapılmadan sadece birkaç "seçilmiş zevatla" oturup türkü söylemek, halkla buluşmak değildir.

Daha da önemlisi, canlı yayın meselesidir. RTÜK’ün 2025 yılı için belirlediği uydu televizyon yayın lisans bedeli 3.456.932 TL. Evet, bu ücret medya kuruluşlarının 10 yıllık lisans hakkı için ödemesi gereken resmi bedel. Ancak konu bu kadarla sınırlı değil. Bu tür organizasyonlarda televizyonlara canlı yayın yaptırmak için ayrıca ücret ödenir. Kamuya açık, herkesin davetli olduğu bir organizasyonda, canlı yayın için ödenen meblağ nedir Sayın Başkan? Hangi televizyon kanalına, hangi bütçeyle ödeme yapılmıştır? Bu ödeme belediyenin kasasından mı çıkmıştır, bir sponsorun sırtına mı yüklenmiştir? Kamu harcamalarında şeffaflık çağrısı yapılırken, neden bu kalem açıklanmaz?

Bugün hükümet tarafından açıklanan kamuda tasarruf genelgesi, yerel yönetimlerin harcama kalemleri konusunda daha dikkatli olması gerektiğini açıkça belirtiyor. Aynı genelge gerekçe gösterilerek basına ayrılan küçücük bütçeler kesilirken, canlı yayınlara kesenin ağzı sonuna kadar açılıyor. Ne garip değil mi?

Sayın Ersoy Eren’in tavrıyla, Arguvan Türkü Festivali ne yazık ki bir halk etkinliği olmaktan çıkıp dar bir çevrenin organizasyonuna dönüşmüş durumda. Bizler bu nedenle festivalde yoktuk. Oysa türkü bizim ortak kültürümüzdür, tek bir makamın değil halkın malıdır. Ancak türkü kadar önemli olan bir şey daha varsa, o da samimiyettir.

Yerel basını yok sayarak, sadece "PR" odaklı etkinliklerle halkla bağ kurulmaz. Sormaya devam edeceğiz:

Canlı yayın için ne kadar ödeme yapıldı?

Hangi televizyon kanalına, hangi şartlarla bu hizmet alındı?

Aynı davet neden yerel basına yapılmadı?

Sorular çok, cevap yok. Ama bir şey çok net: Gerçek halkçılık, şeffaflık ve katılımcılıkla mümkündür.

Yazarın Diğer Yazıları