M. Said Yalçın

Bir Mahalleden Fazlası: Boztepe'nin Sessiz Mirası

M. Said Yalçın

Bazı mahalleler vardır; tabelasında yazan isimden çok, yetiştirdiği insanlarla anılır. Boztepe… Yeni adıyla Yeşiltepe. Haritada Yeşilyurt’un sıradan bir mahallesi gibi görünür ama Malatya’nın hafızasında çok daha derin bir yere sahiptir. Çünkü Yeşiltepe, sadece evlerin yan yana dizildiği bir yerleşim değil; fikirlerin, karakterlerin ve sorumluluk bilincinin mayalandığı bir ocaktır.
Bu topraklar; siyasetçi yetiştirmiştir. Kürsüye çıktığında kelimelerini tartarak konuşan, arkasında bir mahallenin duasını hisseden siyasetçiler… Bürokrasinin soğuk koridorlarında görev alıp, makamın geçici ama hizmetin kalıcı olduğunu bilen bürokratlar… Ticaretin riskli yollarında yürüyüp, kazancını sadece kasasında değil, şehrin geleceğinde de büyütmeye çalışan iş insanları… Ve elbette, gerçeğin peşinde koşmayı meslek edinmiş basın mensupları.
Gazeteciler ise haberi yazarken, mahallenin kahvesinde dinledikleri hayat hikâyelerinin etkisini fark etmeden satırlarına taşır. Nitekim gazeteci Remzi Hayta, Boztepe’yi anlatırken sadece bir mahalleyi değil, bir dönemin sert ruhunu da kayda geçirir. Onun satırlarında Boztepe’nin sokaklarında büyümenin her zaman güzelliklerle dolu olmadığı açıkça görülür:
“80 öncesi yıllarda mahalle ikiye bölünmüştü. Boztepe, ülkücülerin ağırlıkta olduğu yerdi; Yeşilkaynak ise o dönem ‘Küçük Moskova’ diye anılırdı. Bu ayrışma hepimizi etkiledi.”
Henüz 16 yaşında bir delikanlıyken, tren geçidine yakın bir noktada yaşadığı o anı ise Yeşiltepe’nin hafızasına kazınmış bir yaradır:
“Altı kişi beni durdurdu. ‘Sağcı mısın, solcu musun?’ diye sordular. Çekinmeden, ‘Ne sağcıyım ne solcuyum, Türkeşçiyim,’ dedim. Çünkü tek bildiğimiz o zaman Türkeşçi olmaktı. O cümleyle birlikte yumruklar inmeye başladı… Eve kan revan içinde döndüm. Annem beni görünce ağladı, yaralarımı sardı ama bir yandan da ‘Oğlum, bu dünya böyle, sabret!’ dedi.”
İşte Yeşiltepe’nin çocukları böyle bir iklimde büyüdü. Kavganın ortasında ama kimliğinin farkında; korkunun içinde ama başı dik. Belki de bu yüzden bu mahalleden çıkan insanlar, hangi görüşten olursa olsun, hayata karşı dayanıklı ve sözünün arkasında durmayı bilen bireyler oldu.
Gazeteci Said Yalçın ise Boztepe’ye daha yukarıdan, daha sakin ama bir o kadar derin bir pencereden bakar. Onun anlatımında Boztepe, Malatya’nın gürültüden uzak vicdanıdır:
“Yeşilyurt, Malatya’nın dinlendiği yerdir. Bağların, bahçelerin hâlâ söz sahibi olduğu bu coğrafyada bir mahalle vardır ki şehri Malatya yapan sessiz asaleti taşır: Boztepe.”
Ve şu cümle, Yeşiltepe’nin özeti gibidir:
“Boztepe, yalnızca doğulan yer değil, karakterin yoğrulduğu yerdir.”
Gerçekten de öyledir. Burada büyüyen çocuk sokağı bilir, komşuyu tanır, sessizliğin değerini öğrenir. Gösterişsizdir ama gururludur; kalabalığı sevmez ama yalnız da değildir. Boztepe’den Malatya’ya bakmak, şehri yukarıdan izlemek değil, onu sahiplenmektir.
Boztepe adı geçmişin sert izlerini taşır; Yeşiltepe ise geleceğe açılan bir kapıdır. İsim değişmiştir ama karakter değişmemiştir. Eskiden kerpiç evlerin gölgesinde kurulan hayaller, bugün apartman dairelerinde şekil değiştirerek yaşamaya devam eder. Teknoloji ilerlemiş, zaman hızlanmış olabilir; fakat Yeşiltepe’nin insanı hâlâ aynı soruyu sorar: “Ben bu şehir için ne yapabilirim?”
Bugün Malatya konuşulurken Yeşiltepe’nin adı belki yüksek sesle anılmaz. Ama şehir yönetiminde, iş dünyasında, basında ve kamu kurumlarında bir yerlerde Yeşiltepe’nin izi mutlaka vardır. Çünkü bu mahalle sahnede olmayı sevmez; sahneye insan yetiştirmeyi çok iyi bilir.
Ve belki de bu yüzden Yeşiltepe’yi anlatırken bir mahalleden değil, bir karakterden, bir hafızadan, bir dirençten söz ederiz.

 

Yazarın Diğer Yazıları