Bir toplumun çöküşü bazen yoksullukla, bazen cehaletle başlar… Fakat en derin çöküş, kalplerin sevgiden uzaklaştığı andır.
Evet, sevgi açlığı en kötü açlıktır. Çünkü sevgisiz bir kalp, içinde ışık olmayan bir odaya benzer; ne kadar süslenirse süslensin, karanlıktır.
Bugün insanlar birbirine “Seni seviyorum” demekten utanır hâle geldi. Oysa bu iki kelime, kalpleri dirilten bir duadır. Anneye, babaya, evlada, dosta, eşe, kardeşe söylenen samimi bir “seni seviyorum”, kalpteki pası siler, aradaki buzları eritir, merhameti yeniden yeşertir.
---
Sevgi Açlığının Psikolojik Boyutu
Modern psikoloji, sevgi ihtiyacının sadece duygusal değil, biyolojik bir gereksinim olduğunu kabul eder.
Amerikalı psikolog Abraham Maslow, insan ihtiyaçlarının en temel kademelerinde “ait olma” ve “sevgi görme” ihtiyacını vurgular. Sevgi eksikliği yaşayan bir birey, zamanla yalnızlaşır, kaygı bozuklukları yaşar, özgüveni azalır ve iç dünyasında derin bir boşluk hisseder.
Nöropsikoloji de bunu destekler: Sevgi dolu bir temas, beyinde oksitosin hormonunu artırır; bu da güven duygusunu, huzuru ve dinginliği besler. Sevgi eksikliği ise stres hormonlarını artırır; bedeni yorar, ruhu karartır.
Kısacası, sevgi eksikliği sadece kalbi değil, bedeni de hasta eder.
Bir çocuk, anne-babasından sevgi sözcükleri duymadan büyürse; ileride en çok o sözleri duymak için yanlış insanlara yönelir.
Bir eş, sevgisini dile getirmezse, kalpteki bağlar zayıflar.
Bir toplumda insanlar birbirine tebessüm etmezse, ruhlar yavaş yavaş donar.
“Seni seviyorum” demek bir zayıflık değil, ruhun dirilişidir.
Bu sözle insan, hem kendi nefsini yumuşatır hem de karşısındakine “Sen değerlisin” mesajı verir. Çünkü sevgi dile geldiğinde, ruh iyileşmeye başlar.
---
Sevgi: İmanın ve İnsanlığın Aynası
İnsanoğlu sevgiyle yaratılmıştır. Kur’an’da bu hakikat şöyle ifade edilir:
> “Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye milletlere ve kabilelere ayırdık.” (Hucurât, 13)
Bu ayet, insanın yaratılışında yakınlık, bağ kurma ve muhabbet olduğunu gösterir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurur:
> “İman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız.” (Müslim, İman 93)
Demek ki sevgi sadece duygusal bir duygu değil, imanın bir gereğidir.
Kalbinde sevgi olmayanın, ibadetinde de derinlik olmaz. Çünkü sevgi, Allah’ın cemal sıfatının tecellisidir.
Hz. Mevlânâ ne güzel der:
> “Sevgi, her şeyin mayasıdır. Sevgiyle diril ki, hayatın da dirilsin.”
Yunus Emre ise insanlığa şöyle seslenir:
> “Sevgiyle dolan gönül, taş olsa erir.”
Bugün en büyük açlığımız, sevgi açlığıdır. Çünkü sevgisiz insan doymaz, sevgisiz hayat anlamsızlaşır.
Bu yüzden bir tebessüm, bir iyi söz, bir iltifat, bir “seni seviyorum” — birinin kalbini diriltebilir.
---
Kalplerin İyileşmesi İçin
Ey insan!
Sevgi göstermek seni küçültmez, aksine büyütür.
Sevgiyi dile getirmek zayıflık değil, ruhun cesaretidir.
Birini seviyorsan, söyle!
Çünkü bir gün çok geç olabilir.
Sevgi sözü, hem karşındakini iyileştirir hem de seni insan yapar.
---
Dua
Allah’ım!
Kalplerimizi sevgine doyur, bizi birbirimize şefkatle, merhametle bağla.
Sevgisiz yürekleri ıslah eyle, kırılmış gönülleri onar.
Her “seni seviyorum” sözünü bir dua, her muhabbeti bir ibadet eyle.
Kibirden, sevgisizliğin karanlığından bizi uzak tut.
Bize sevmenin güzelliğini, sevilmenin huzurunu tattır.
Âmin.
---
Kaynakça
Kur’an-ı Kerim, Hucurât Suresi, 49:13
Sahih-i Müslim, İman, 93
Tirmizî, Birr, 60
Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat (Muhabbet bahsi)
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Mesnevî
Yunus Emre, Divan
Abraham Maslow, Motivation and Personality
Daniel Goleman, Emotional Intelligence
John Bowlby, Attachment and Loss