İnsanın iç dünyasında süregelen en büyük mücadele, nefsiyle olan savaşıdır. Tasavvufî anlayışa göre nefis, terbiye edilmemiş haliyle insanı kötülüğe sürüklerken, manevî eğitimle birlikte yücelip kemâle ulaşabilir. Kur’ân-ı Kerîm'de ve tasavvuf kaynaklarında nefsin yedi temel mertebesinden söz edilir. Bu mertebeler, bir nevi insanın ruhsal tekâmül sürecini gösteren basamaklardır.
---
1. Nefs-i Emmare (Emreden Nefis)
Kötülüğe meyilli, heva ve hevesin peşinden giden nefistir. Nefs-i emmare, insanın hayvani yönünü temsil eder. Kur’ân-ı Kerim bu nefsi şöyle tanımlar:
“Nefis, daima kötülüğü emreder.” (Yusuf, 12/53)
Bu mertebede insan, tamamen dünyevî arzu ve tutkuların esiridir. Vicdan sesi kısılmıştır.
---
2. Nefs-i Levvame (Kınayan Nefis)
Bu mertebede kişi yaptığı kötülüklerden dolayı pişmanlık duymaya, kendi nefsini sorgulamaya başlar.
“Andolsun ki (kendi kendini) kınayan nefse (yemin ederim).” (Kıyame, 75/2)
Vicdan uyanmıştır fakat nefis hâlâ zaman zaman galip gelir. Bu içsel çatışma terbiye sürecinin başlangıcıdır.
---
3. Nefs-i Mülhime (İlham Alan Nefis)
Kişi artık ilâhî ilhamlara açık hale gelir. Gönül, hayrı seçme eğilimi kazanır. Kur’an’da şöyle buyrulur:
“Nefse ve onu şekillendirene, sonra da ona kötülüğü ve takvâyı ilham edene...” (Şems, 91/7-8)
Bu mertebede hayırla şer arasındaki fark daha net görülür, kişi iyiliğe meyleder.
---
4. Nefs-i Mutmainne (Tatmin Olmuş Nefis)
Kalbi sükûnete kavuşmuş, Allah’a teslim olmuş nefistir.
“Ey mutmainne nefis! Dön Rabbin’e, sen O’ndan razı, O da senden razı olarak.” (Fecr, 89/27-28)
Bu mertebede artık Allah'a tam bir tevekkül ve rızâ hâkimdir. İman kalpte sabitlenmiştir.
---
5. Nefs-i Râziye (Razı Olan Nefis)
Kaderdeki her hâle rıza gösteren, Allah’tan gelen her şeyi hoş gören nefistir. Kulun kalbi yalnızca Allah’ın rızasına yönelmiştir. Bu aşamada dünyevî beklentiler tamamen silinmiştir.
---
6. Nefs-i Mardiyye (Allah’ın Razı Olduğu Nefis)
Allah’ın da kulundan razı olduğu makamdır.
Kişi artık sadece Allah’ı sever, yalnızca O’nun istediği şekilde yaşar. Bu, dostluğun (velayet) makamıdır.
---
7. Nefs-i Sâfiye (Zâkiye – Arınmış Nefis)
Tüm kötü sıfatlardan arınmış, tamamen saf hâle gelmiş nefistir. Tasavvufta bu makama ulaşanların kalbi ilâhî nurların aynası haline gelir. Allah’a yakınlık (kurbet) bu mertebede zirveye ulaşır.
---
Sonuç
Nefsin bu yedi mertebesi, insanın ruhsal ve ahlâkî tekâmül sürecini temsil eder. Her mertebe bir sınavdır ve sabır, sebat, ibadet, zikir ve ilimle geçilir. Kişi, bu basamaklarda ilerledikçe dünya ile olan bağı azalır, Allah’a olan yakınlığı artar. Bu yüce yolculukta esas olan, nefsin isteklerini değil, Hakk’ın rızasını esas almaktır.
---
Kaynakça
1. Kur’ân-ı Kerîm
2. İmam Gazâlî, İhyâ-u Ulûmiddîn
3. Abdülkadir Geylânî, Fütûh’ul Gayb
4. Ahmed er-Rufâî, Er-Risâletü’t-Tarîka
5. Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı – Lem’alar, 30. Lem’a
6. Mahmud Erol Kılıç, Tasavvuf: Düşünce ve Yorum Tarihi
7. Mustafa Kara, Metinlerle Tasavvuf
8. Cüneyd-i Bağdâdî, Sözler ve Mektuplar (derlemeler)
---
“Nefsini bilen, Rabbini bilir.” – Hadîs-i şerif
Yazan : Erkan Can Akan