Erkan Akan

Mekke ve Medine Anlatıldığı Gibi Değil

Erkan Akan

Son yıllarda bilinçli ya da bilinçsiz şekilde dolaşıma sokulan bir söylem var:
“Mekke ve Medine eskisi gibi değil”,
“Artık maneviyat kalmadı”,
“Ticaret, beton ve siyaset her şeyi bitirdi”…

Bu cümleler masum bir serzeniş gibi sunulsa da, arka planında tehlikeli bir algı operasyonu barındırır. Çünkü bu söylem, farkında olarak ya da olmayarak Allah’ın mukaddes kıldığı beldelere gölge düşürmeye, hatta Müslümanların kalbinde bu beldelere karşı soğukluk oluşturmaya hizmet etmektedir.

Hâlbuki hakikat bambaşkadır.

Mukaddeslik Betonla Değil, Vahiyle Sabittir

Mekke ve Medine’yi mukaddes yapan ne otellerdir ne meydanlar ne de yöneticiler.
Bu beldelerin kıymeti Allah’ın seçimiyle sabittir.

> “Şüphesiz insanlar için kurulan ilk ev, Mekke’de olan (Kâbe)’dir; âlemlere bereket ve hidayet kaynağıdır.”
(Âl-i İmrân, 96)

Bu ayet açıkça gösteriyor ki Mekke’nin bereketi insan tasarrufuna bağlı değildir. Kim gelirse gelsin, ne yapılırsa yapılsın; Mekke, Allah katında “hidayet merkezi” olmaktan çıkmaz.

Medine: Sıradan Bir Şehir Değil, Peygamber Yurdu

Medine hakkında konuşurken dili gevşek olanlar, aslında Resûlullah’ın (s.a.v.) seçimini sorguladıklarının farkında bile değiller.

> “Medine, körüğün demiri temizlediği gibi kötülüğü temizler.”
(Buhârî, Müslim)

> “Medine’ye sabrederek katlanan kimseye kıyamet günü şefaatçi olurum.”
(Müslim)

Bugün Medine’de hata yapan insanlar olabilir. Ama bir beldenin içindeki hatalar, o beldenin faziletini düşürmez. Aksi halde Kâbe dönem dönem putlarla doldurulduğunda Mekke’nin değeri düşmüş müydü? Hayır.

Asıl Değişen Mekke ve Medine Değil, Biziz

Cesur olalım ve gerçeği söyleyelim:
Mekke ve Medine değişmedi, biz değiştik.

Kalbi dünyevîleşen insan, maneviyatı her yerde eksik görür.
Gözüyle değil, kalbiyle bakan ise hâlâ:

Kâbe’de secdenin ağırlığını,

Ravza’da duanın titremesini,

Safa ile Merve arasında Hz. Hacer’in teslimiyetini hisseder.


Sorun kutsal mekânlarda değil; kalplerin paslanmasındadır.


---

Günümüzde Yapılan Propagandalar ve Asıl Niyet

“Mekke ve Medine artık ticaret yeri oldu” söylemi, çoğu zaman şu amaca hizmet eder:

İbadeti bireyselleştirmek,

Haccı ve umreyi anlamsızlaştırmak,

Müslümanları merkezlerinden koparmak.

Bu söylem oryantalist dilden, bazen de içimizden çıkan şuursuz taklitçilerden beslenir. Oysa Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

> “İnsanlar hacca ve umreye devam ettikçe hayır üzeredir.”
(Ahmed b. Hanbel)

Bir ibadeti değersizleştirmek, ümmetin omurgasını kırmak demektir.

Son Söz: Mukaddesata Dil Uzatmak Hafif Bir İş Değildir

Mekke ve Medine hakkında konuşurken herkes haddini bilmelidir.
Eleştiri başka şeydir, itibarsızlaştırma başka.

Unutulmamalıdır ki:

Mekke Allah’ın evidir,

Medine Allah’ın Resûlü’nün şehridir,

Bu beldeleri küçümseyen dil, farkında olmadan vahyin izzetine zarar verir.

> “Kim Allah’ın şiarlarına saygı gösterirse, bu kalplerin takvasındandır.”
(Hac, 32)

Mesele Mekke ve Medine’yi savunmak değil;
imanın izzetini savunmaktır.

Müellif :Erkan Can Akan

Kaynakça

Kur’ân-ı Kerîm

Sahîh-i Buhârî

Sahîh-i Müslim

Ahmed b. Hanbel, Müsned

İmam Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn

Yazarın Diğer Yazıları