Erkan Akan

Kul ol Ötesi yok...

Erkan Akan

"Kul ol, çünkü ötesi yoktur; kul ol ki Rabbin seni yüceltsin." 


İnsanoğlu bu dünyada türlü makamların, rütbelerin, unvanların peşinde koşar. Kimisi malın, kimisi şöhretin, kimisi mevkiin ardındadır. Oysa bütün bu makamlar, birer gölge gibidir; güneş batınca yok olurlar. Zenginlik, fakirlik; şan, şöhret; başkanlık ya da liderlik… Hepsi fani, hepsi geçici. Kalıcı olan tek şey vardır: kulluk.

Kulluk, Rabbine yönelen kalbin en saf hâlidir. Kul olmak, aczini bilmek, gücün Allah’tan geldiğini fark etmektir. Kul, kendi varlığını değil, Allah’ın varlığını merkeze koyandır. Kulluk, yaratılmışın Yaratan karşısında haddini bilmesidir. İşte bu hâl, insanın ulaşabileceği en yüksek mertebedir. Çünkü Allah katında yücelik, makamda değil, itaatte ve teslimiyettedir.

Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.), bütün âlemlerin efendisi olmasına rağmen, en çok “abd” yani kul sıfatını taşımaktan şeref duydu. Mi‘rac gibi insan idrakini aşan bir yükselişte dahi Allah Teâlâ, onu “Subhanellezî esrâ bi abdihî” (İsrâ, 1) — “Kulu Muhammed’i gece yürüyüşüne çıkaran Allah ne yücedir” — diye anmıştır.
Dikkat edelim; “peygamberini” ya da “resulünü” değil, “kulunu” buyurmuştur. Çünkü peygamberlik bile kulluğun üstünde bir paye değildir; peygamberlik, kulluğun zirvesidir.

Gerçek yücelik, secdeye varabilmekte gizlidir. Secde edenin alnı yere değdikçe kalbi Arş’a yaklaşır. Makam sandalyeleri bir gün devrilir, unvanlar unutulur, ama secde izleri kalır. Rabbimiz Kur’an’da buyurur:

> “Ben cinleri ve insanları, ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât, 56)

 

Bu ayet, hayatın özünü anlatır. İnsan, yaratılış gayesini unuttuğunda, en yüksek dağlara çıksa da gönlü hep boş kalır. Çünkü Rabbini tanımayan, nefsine kul olur. Oysa kulluğu idrak eden kişi, nefsinden kurtulur, hürriyetin tadını tadar. Gerçek özgürlük, kul olabilmektir.

Rabbimiz, peygamberlerini bile kullukla yüceltmiştir. Hz. Davud’a “ne güzel kuldu” (Sâd, 30) buyurmuş, Hz. Eyyub için “sabreden bir kuldu” (Sâd, 44) demiştir. Bütün bu örnekler bize şunu öğretir:
Makamların en büyüğü “abdiyet”, unvanların en değerlisi “kul” olmaktır.

???? Dua:

> Allah’ım! Bize gerçek kulluğun şuurunu nasip eyle.
Nefsimizin değil, rızanın peşinde koşmayı öğret.
Bizi makamların, unvanların, şöhretlerin esiri etme.
Kalbimizi secdede huzur bulan kullarından eyle.
Bizi, Habibin Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) gibi “kul olmanın” şerefiyle yücelt.
Âmin.

 


---

Kaynakça

1. Kur’an-ı Kerim, Zâriyât Suresi, 56. Ayet


2. Kur’an-ı Kerim, Sâd Suresi, 30 ve 44. Ayetler


3. Kur’an-ı Kerim, İsrâ Suresi, 1. Ayet


4. Risale-i Nur Külliyatı, Sözler — 23. Söz, Kulluk ve Acziyet Bahsi


5. İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmiddîn


6. Abdülkadir Geylânî, Fütuhul Gayb — “Kulluğun Mertebeleri” bölümü


Hazırlayan Erkan Can Akan

Yazarın Diğer Yazıları