'Türk Dünyası ve Türkiye Yüzyılı Üzerine Düşünceler' Programı Düzenlendi

İnönü Üniversitesi Güney Asya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (İNÜGAM) tarafından Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi'nde

İnönü Üniversitesi Güney  Asya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (İNÜGAM) tarafından Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Türk Dünyası ve Türkiye Yüzyılı Üzerine Düşünceler” başlıklı program düzenlendi. Programa Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Başdanışmanı, 25 ve 26. Dönem Osmaniye Milletvekili ve Ankara Hacı Bayramı Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhi Ersoy konuşmacı olarak katıldı.

İNÜGAM tarafından düzenlenen programa; İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek ve Prof. Dr. Nusret Akpolat,  Rektör Danışmanı ve İNÜGAM Müdürü Prof. Dr. Neslihan Durak, Siyasi Partilerin il ve ilçe temsilcileri, Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

İstiklal Marşı ve saygı duruşu ile başlayan programda açılış konuşmasını yapan Rektör Danışmanı ve İNÜGAM Müdürü Prof. Dr. Neslihan Durak, Güney Asya Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Türkiye ve Türk Dünyası üzerine faaliyetlerine dair açıklamalarda bulunarak programa katılımlarından dolayı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’a teşekkür etti.

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Türk dünyası üzerinde önemli çalışmalar yapan İNÜGAM’ın yürüttüğü faaliyetlerine değinerek bu program vesilesi ile Prof. Dr. Ruhi Ersoy’u İnönü Üniversitesinde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek katılımlarından dolayı kendilerine teşekkür etti.

Konuşmasına İnönü Üniversitesinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirip “Rahmetli Hamit Fendoğlu’ndan başlayarak bu üniversitede Türklük davasına hizmet edenlerin ruhları şad olsun.” şeklinde başlayan Prof. Dr. Ruhi Ersoy, bugünkü konuşması ile ilgili olarak pek çok kürsüde söz aldığını ancak bugünün kendisi için çok daha ayrı ve kıymetli olduğunu dile getirdi. Ruhi Ersoy, bunun sebebinin ise Milli Türk Talebe Birliği’nin bir araya gelebildiği bu toplumda ilk kez fikir hareketleri içerisinde bulunan Mustafa Çalık Bey’in salonda bulunması olduğunu ifade etti.

Türk dünyası ve Türk kültürüne dair açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ruhi Ersoy, Türk kültürünün binlerce yıllık var olan birikimine vurgu yaparak Türk kültür kodunu yarınlara taşıyabilmenin yolunun Ankara merkezli güçlü bir siyasal strateji ve Türkistan merkezli medeniyet kollarının siyasal düşüncesiyle eyleme geçmesiyle mümkün olduğunu dile getirdi.

Prof. Dr. Ruhi Ersoy “Ülkemizin bugün savunma sanayisinde geldiği noktanın başlangıcı, İHA ve SİHA’ların varlığ, Asya Hun Hükümdarı Mete’nin ıslıklı oku icadına kadar dayanmaktadır.” dedi. Mete Han’ın “Yay çeken tüm kavimleri kendi çadırımın altında birleştirdim” sözüne vurgu yapan Prof. Dr. Ersoy “Eğer o gün ıslıklı oklar olmasa ve onlar gelişip çoklu ok atma şeklinde gelişmeseydi, teknoloji takip edilerek aşama aşama eyleme konulmasaydı bugün konuştuğumuz Türk savunma sisteminden bahsedemezdik. Savunma sanayisinin terkibiyle bir yere geldik.” şeklinde konuştu.

Ersoy “Bizim yani Osmanlının dağılması ile ilgili konuşmalar yapılırken batıyı takip edemediği için dağıldığına dair yanlış ve eksik tezler bulunmaktadır. Bu konuda Türk İktisat tarihçilerinden rahmetli Mehmet Genç ‘Türkler kapitalist sistemini tanıyıp bildi. Kapitalist sistemin biriktirme ve sömürme üzerine olduğunu bildiği için kendisinin de medeniyetinin dağıtma ve verme üzerine olan medeniyeti ile örtüşmediği için geri durdu’ demektedir. Günümüzde Liberalizm ile Kapitalizmi daha insanileştirme tartışmaları sürerken bizim bu manada haklılığımız ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin ekonomik sistemini eleştirmeye dönük çalışmalar dünya sisteminin kendi içerisinde çok yönlü çöküşünün ve farklı merkezlerde yeni farklı ekonomik politik sistemleri uygulamalarını takip etmeyen paradigmaları mevcut batı müesses sisteme göre IMF, BM, NATO’ya göre batılı paradigmalara göre şekillenmiş kafalar bu yorumları yapmaktadır. Ama Türkiye kendi içinde yeni bir deneme, yeni bir uygulama ve yeni bir program geliştirme vizyonu içerisindedir. Türkiye bunu sadece eko-politik anlamda değil pek çok alanda savunma sanayisinde ortaya koyduğu dünya savaş stratejisini değiştirecek icatlarımızla stratejik hamleler yapmaktadır. Bu stratejik planlama ve elimizdeki modern savunma sanayi hamleleri olmasa bugün kardeş Azerbaycan’ının Karabağ Zaferi’nde ne yapacaktık. Ebul Fezl Elçi Bey döneminde Türkiye’den iki helikopter istedim o gelmedi ama bugün 28-30 yıl sonra Karabağ’da Azerbaycan ve Türkiye Cumhuriyeti bayraklarını birlikte asan bir devlet konumuna geldik.” şeklinde konuştu.

“Tarihi problem haftamızda dün KKTC’de girilemez denilen Maraş’a giren ve oraya insani yaşam alanı getiren bir dönemin ikinci yılını kutladık.” diyen Prof. Dr. Ersoy, Ayasofya’nın sadece namaz kılınan bir ibadethane olmadığını söyleyerek şöyle devam etti:

“Ayasofya’nın açılması, Taksim’de cami yapılması ile Türkiye artık kendi karalarını kendisi veriyor. Türkiye kendi problemini kendisi tespit ediyor ve kendi problemini çözüyor. Egemenliğini ifade ediyor demektir. Taksim’deki caminin oradaki kiliseden yüksek oluşu egemenlik sembolünün göstergesidir. Münhasır Ekonomik Antlaşması ile 460.000 km2 Mavi Vatan’ın ve Libya gerçekliğinin ortaya çıktığı bir Akdeniz havzası ile karşı karşıya bulunmaktayız. Türkiye artık mavi vatan olarak adlandırdığı Akdeniz havzasında kendi enerji kaynaklarını kendi ürettiği gemileri ile arayan bölgesinde lider bir ülke konumundadır.”

Ruhi Ersoy Türkiye’nin bu sürece nasıl geldiğini özetlerken dijital çağın getirdiği gereklilikleri de vurguladı. İçinde bulunulan zaman diliminin neyi ifade ettiğinin bilinmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ruhi Ersoy Türkiye Cumhuriyeti’nin geçmişten geleceğe dair yaşadığı değişim ve dönüşüm sürecini, bugünün nasıl anlamlandırılması gerektiğini, Türkiye’nin karşılaştığı problemleri ve bunun Türk Dünyası üzerindeki etkilerini gerek haritalar gerekse de videolar ile örnekleyerek izah etti.

“Bir milletin medeni olma özelliği, geldiği yere huzur getirmesi ve o toplum tarafından arzu edilmesidir.” Diyerek güçlü bir medeniyetin nasıl olması gerektiğiyle ilgili konuşan Prof. Dr. Ersoy, dünyanın pek çok noktası üzerinde yaşanan gelişmeler ile birlikte Türkçenin güçlü yapısına ve bunun Türk dünyası üzerindeki birlikteliğine değinerek Türkiye’nin bu bağlamdaki önemini örneklerle anlattı.

Türkiye yüzyılı üzerine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ruhi Ersoy Türk tarihinin iyi bilinmesi gerektiğini, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de 1912-1918 arası dönemin iyi analiz edilmesi ve bilinmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’nin günümüze kadar yaşadığı problemlerle birlikte siyasal iktidarda kurulamayan düzenin ülkenin üzerindeki durumunu belirten Ersoy, Türkiye’nin yaşadığı olumsuz olaylardan kendi mücadelesini vererek bugün bir yerlere geldiğinin altını çizdi.  

Prof. Dr. Ruhi Ersoy “Türkiye’nin kendi içinde yaşadığı gelişmeler ile Türk dünyasında yaşananlar tıpkı Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan 16 yıldız ve ortasındaki güneş gibi kaderi birbirine bağlıdır. Günümüz dünyasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi kararlarını kendi aldığı, uluslararası dünya sisteminin çöktüğü, Türk devlet teşkilatı ile Türk devletlerinin güç kazandığı bir sürece girilmiştir. Bu arma bizim ne kadar köklü bir devlet olduğumuzu ve sahip olduğumuz misyonun önemini göstermektedir.” dedi.

Türkiye’nin son yıllarda karşılaştığı terör olayları karşısındaki başarılı tutum ve kararlı duruşuna vurgu yapan Prof. Dr. Ersoy “Hangi bilim dalında eğitim alırsak alalım yakın tarihimizi bilmemiz gereklidir.” dedi.  Bunun önemini örneklerle açıklayan Prof. Dr. Ruhi Ersoy, konuşmasını mevcut dünya sisteminin problemleri acilen çözmesinin gerekliliğini vurguladı ve İnönü Üniversitesinde bulunmasından dolayı teşekkür ederek sözlerini sonlandırdı.

Program İNÜGAM Müdürü Prof. Dr. Neslihan Durak’ın, Prof. Dr. Ruhi Ersoy’a hediye takdimi ile son buldu.

Bakmadan Geçme