Obezite hem bireylerin hem de toplumun sağlığını tehdit ediyor
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, dünyada ve Türkiye’de giderek yaygınlaşan obeziteye dikkat çekti. Türkiye’nin obezitede Avrupa birincisi olduğunu ve Sağlık Bakanlığı’nın 10 milyon kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği araştırmaya göre her 100 kişiden 45’inin fazla kilo, 25’inin ise obeziteyle mücadele ettiğini söyleyen Prof. Dr. Açık, “Obezite diyabetten kalp hastalıklarına, bazı kanser türlerinden ruh sağlığına kadar birçok alanda ciddi riskler oluşturarak hem bireylerin hem de toplumun sağlığını tehdit ediyor. Çocuklarımızda da giderek yaygınlaşan obeziteye karşı ailelerin sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam konusunda rol model olmaları gerekiyor” dedi.
Modern dünyanın en ciddi sağlık sorunlarından biri olan obezite, dünya genelinde giderek artış gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre yetişkin obezitesi 1990 yılından bu yana iki kattan fazla, ergenlik çağındaki obezite ise dört kat arttı. 2022 yılı verileri, 18 yaş ve üzeri yetişkinlerin yüzde 43’ünün aşırı kilo, yüzde 16’sının da obeziteyle yaşadığını gösteriyor. Obezitede Avrupa birincisi olan Türkiye ise daha riskli bir tabloyla karşı karşıya. Bu yıl Sağlık Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ‘İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa’ kampanyası kapsamında 10 milyonun üzerinde kişiden alınan ölçümlere göre fazla kilolu oranı yüzde 45 olurken obezite oranı ise yüzde 25’i buldu. Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, çocukluk çağlarından başlayarak toplum genelini tehdit eden obezite hakkında bilgi verdi.
“Obezite kalp-damardan kansere pek çok hastalığı tetikliyor”
Obezitenin, kişilerin yaşam kalitesini düşürmesinin yanı sıra birçok hastalık riskini artırdığını söyleyen Prof. Dr. Açık, “Obezite, vücutta sağlığı bozacak düzeyde yağ birikmesiyle ortaya çıkan kronik ve çok yönlü bir hastalıktır. Bu durum, kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon ve karaciğer yağlanması gibi pek çok sağlık sorunu ile bazı kanser türlerini tetikliyor. Aynı zamanda kemik ve eklem sağlığını olumsuz etkileyerek günlük yaşamda hareket kısıtlılığına yol açabiliyor. Uyku düzenini bozuyor ve bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Öte yandan obezite yalnızca fiziksel sağlığı etkilemekle sınırlı kalmayıp ruhsal sağlık üzerinde de pek çok olumsuz etki yaratıyor; depresyon, kaygı bozuklukları ve sosyal izolasyon riskini artırıyor. Tüm bu nedenlerle obeziteyi yalnızca bireysel bir sorun olarak değil, toplumun genel sağlığını ve geleceğini ilgilendiren ciddi bir halk sağlığı meselesi olarak ele almalıyız” dedi.
Obeziteden korunmak için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazanılması gerektiğini ifade eden Açık, sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve kaliteli uykunun bağışıklık sistemini güçlendirip obezite riskini azalttığını belirtti. Prof. Dr. Açık ayrıca, ailesinde kilo sorunu yaşayan kişilerin daha dikkatli olmaları ve düzenli olarak sağlık kontrolünden geçmeleri konusunda uyarıda bulundu.
“Sağlıklı yaşam alışkanlıkları çocukluk çağında kazanılıyor”
Prof. Dr. Yasemin Açık, çocukluk çağı obezitesinin de giderek büyüyen bir tehdit olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi; “DSÖ verilerine göre 2022’de 5-19 yaş grubunda 390 milyondan fazla çocuk ve ergenin aşırı kilolu, bunların 160 milyonunun obez olduğu bildirildi. 2024 yılında ise 5 yaşın altındaki aşırı kilolu çocuk sayısı 35 milyon olarak açıklandı. Bu veriler, çocukluk çağında başlayan obezitenin ilerleyen yaşlarda daha ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabileceğini gösteriyor. Çocuklarımız ekran karşısında geçmişe kıyasla daha fazla vakit geçiriyor, hareket alanları daralıyor ve beslenme alışkanlıkları hazır gıdalarla şekilleniyor. Bu nedenle ailelerin rolü son derece kritik. Ebeveynler, sağlıklı beslenme ve hareket konusunda çocuklarına örnek olmalı, özellikle şekerli ve yağlı paketli gıdalar yerine gıda katkı maddesi içermeyen, taze ve her besin grubunu dengeli bir şekilde içeren gıdaları tüketmeyi tercih etmeli, çocuklarını spor yapmaya ve açık havada vakit geçirmeye yönlendirmeliler. Çocukluk çağında kazanılan sağlıklı yaşam alışkanlıkları, obeziteyle mücadelede en güçlü koruyucu faktördür.”
Bakmadan Geçme





