• Haberler
  • Genel
  • Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenen 'Aile Sempozyumu' sapkın grupların saldırısına uğradı

Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenen 'Aile Sempozyumu' sapkın grupların saldırısına uğradı

Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenen 'Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu' cinsel sapkın grupların saldırısına uğradı.

Hacettepe Üniversitesi’nde düzenlenen “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu” cinsel sapkın grupların saldırısına uğradı. Müslüman öğrenciler, ortak açıklamayla saldırıya tepki gösterdi.

HÜDA PAR’ın 18 Nisan’da TBMM’ye sunduğu ailenin korunması ve sapkınlığın suç sayılmasına ilişkin yasa teklifinin ardından Hacettepe Üniversitesi’nde cinsel sapkın gruplar çeşitli protesto eylemleri gerçekleştirmeye başladı.

19 Nisan’dan itibaren tırmanan gerilim, son olarak Beytepe Yerleşkesi’nde düzenlenen “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu”na yönelik saldırıya dönüştü.

Olay sonrası çeşitli üniversitelerde faaliyet gösteren İslami topluluklar ortak bir basın açıklaması yayımlayarak, Müslüman öğrencilere yönelik bu ideolojik dayatmaya karşı kararlılıkla duracaklarını ilan etti.

Kardeşlik ve Fikriyat Topluluğu, İslam ve Medeniyet Topluluğu, Hareket ve Adalet Kulübü, Bursa Uludağ Üniversitesi Adalet Topluluğu, AHİT, HÜVİYET, İdeal Hukuk Kulübü ile Hacettepe Mescitleri tarafından yapılan ortak basın açıklaması şu şekilde:

"Hacettepe Üniversitesi'nde Müslüman öğrencilere karşı gerçekleştirilen provokatif eylemlere dair:

Geçtiğimiz günlerde Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde yaşanan hadiseler, İslam’ın kendisine yüklemiş olduğu sorumluluğun bilincinde olan hiçbir Müslüman için normal, olağan karşılanamayacak kadar vahimdir.

Hacettepe Üniversitesi'nde toplum yapısına ve İslam inanç kaidelerine sahip çıkmaya çalışan öğrencilere karşı, insan yaradılışına taban tabana zıt LGBTQ+ akımı destekçileri tarafından sergilenen hareketler tarafımızca asla kabul edilemeyecek açık bir saldırıdır.

Bu saldırı, yalnızca Anayasamızın 74. maddesi uyarınca tanınmış dilekçe hakkını kullanarak kampüslerin refah içinde tutmak isteyen öğrencilere karşı değil, aynı zamanda ülkemiz ve toplumumuzun en temel inançlarına karşı gelmekte olan bir zihniyetin düşünce özgürlüğü ve insan hakları kisvesiyle sergilediği bir örnektir.

Ne bilim ne de inanç kaidelerinde hakkı bulunabilecek, baştan sona bir zarar mekanizması olan LGBTQ+ akımını destekçileri, kamu malına ve çevreye zarar verip toplumu rahatsız ederek basit bir tabir ile 'vandalizm' olarak değerlendirilebilecek hareketler sergileyerek sözde haklılıklarını ortaya koymaya çalışmış, duyarlı öğrencilerin tepkileri ile karşılaştıklarında ise ifşa ve karalama yöntemlerine başvurmuşlardır. İnancının gerekliliklerini korumak isteyen arkadaşlarımızın hedef hâline getirilmesi, ilericiliğin değil baskıcı bir ideolojik dayatmanın göstergesidir. Bizler bu saldırının tam karşısında, kişisel bilgileri haksız ve hukuksuzca sosyal mecralarda yayılan kardeşlerimizin yanında yer almaktayız.

Bu hadise, yalnızca bir grup öğrencinin inançlarına sahip çıkma iradesine yönelmiş bir tahammülsüzlük örneği değil, aynı zamanda milletimizin köklü manevi değerlerine ve İslam’ın kutsiyetine karşı açık bir meydan okumadır. Kimsenin, sapkın ve dayatmacı bir ideoloji adına bu toprakların evlatlarını sindirmeye, bastırmaya ya da korkutmaya hakkı yoktur. Bu vesileyle her bir saldırının: inancımıza, değerlerimize ve toplumsal dokumuza aykırı her türlü sapkınlığa karşı durmaya; meşru ve hukuki tüm yollarla mücadele etmeye kararlıyız." (İLKHA)

Bakmadan Geçme