- Haberler
- Kültür-Sanat
- Binlerce Yıllık Akıl: Nysa Antik Kenti'nden Günümüze Şehircilik Dersi
Binlerce Yıllık Akıl: Nysa Antik Kenti'nden Günümüze Şehircilik Dersi
Binlerce Yıllık Akıl: Nysa Antik Kenti'nden Günümüze Şehircilik Dersi
Eylem Güler – Doğadan Sporcusu
Aydın’ın Sultanhisar ilçesinde yer alan Nysa Antik Kenti, yalnızca bir arkeolojik alan değil; doğayla uyumlu kentleşmenin ve akılcı mühendisliğin iki bin yıl öncesinden günümüze ulaşan çarpıcı bir örneği olarak dikkat çekiyor.
Aydın Dağları’nın eteklerinde, Menderes Havzası’na hâkim bir konumda kurulan Nysa Antik Kenti, ziyaretçilerini yalnızca geçmişle değil, günümüz şehircilik anlayışıyla da yüzleştiriyor. Denizli’den Pazar sabahı saat 08.30’da başlayan yolculuk, Salavatlı Mahallesi’nde verilen kısa bir kahvaltı molasının ardından zeytinlikler arasından yapılan yürüyüşle antik kente ulaşıyor. Yüzyıllardır ayakta kalan zeytin ağaçları, kentin doğayla kurduğu ilişkinin ilk güçlü işaretlerini veriyor.
Antik kente yaklaştıkça, zeytin ağaçlarının altında kalan tonozlar ve taş yapılar, tarihin doğayla nasıl iç içe geçtiğini gözler önüne seriyor. Nysa, doğayı tahrip ederek değil; onunla uyum içinde var olmayı başarmış bir kent modeli sunuyor.
Bilim ve Eğitimin Merkezi
Müze kartıyla girilen antik kentte, her yapı ayrı bir tarih anlatıyor. Ünlü tarihçi, coğrafyacı ve gezgin Strabon’un (MÖ 63 – MS 23) eğitim aldığı Nysa, antik çağda önemli bir bilim ve kültür merkezi olarak öne çıkıyor. Gymnasion yapısı, eğitimin ve düşüncenin kent yaşamındaki merkezi rolünü açıkça ortaya koyuyor.
Roma Mühendisliğinden Günümüze Ders
Nysa’yı özel kılan en önemli unsurlardan biri, Roma mühendisliğinin doğaya yaklaşımı. Kent, ortasından bir nehir geçen vadi üzerine kurulmuş olmasına rağmen, sel riskine karşı iki bin yıl önce etkili çözümler geliştirilmiş. Yaklaşık 100 metre uzunluğundaki tünellerle vadiye inen sular kontrol altına alınmış, stadyumun altından geçirilerek kentin güvenliği sağlanmış.
Bu mühendislik anlayışı, günümüzde modern şehirlerde yaşanan sel felaketlerini de akla getiriyor. Ankara Sıhhiye’de yıllarca ihmal edilen Ankara Çayı’nın taşarak neden olduğu su baskınları, sorunun teknoloji eksikliği değil; planlama, öngörü ve doğaya verilen değerle ilgili olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Kentte yer alan üç köprü de bu yaklaşımın somut örnekleri arasında bulunuyor. Menderes’i besleyen derelerin üzerine inşa edilen köprüler, Roma mühendisliğinin ulaştığı seviyeyi gözler önüne seriyor.
Bilgi, Sanat ve Yönetim Aynı Kentte
Nysa Kütüphanesi, Efes’teki Celsus Kütüphanesi’nden sonra en iyi korunmuş ikinci antik kütüphane olarak biliniyor. İki katlı, mermer kaplı ve 16 kitap rafına sahip yapı, aynı zamanda toplantı ve mahkeme salonu olarak da kullanılmış. Bilgi, hukuk ve kamusal tartışmanın aynı mekânda buluşması, Nysa’nın çağının ötesinde bir kent olduğunu gösteriyor.
Yaklaşık 15 bin kişi kapasiteli tiyatro ise kentin sanata verdiği önemi yansıtıyor. Dionysos’un yaşamını anlatan kabartmalarla süslü tiyatro, depremlerle yıkılıp yeniden inşa edilmesine rağmen günümüzde hâlâ görkemini koruyor. Yıllar sonra Barış Manço ve Belkıs Akkale’nin seslerinin bu antik taşlarda yankılanması, tarih ile bugün arasında anlamlı bir bağ kuruyor.
Meclis binası (yaşlılar meclisi), 700 kişilik kapasitesiyle dönemin yönetim anlayışını yansıtırken, girişteki boğa figürü gücü ve karar mekanizmasını simgeliyor. Agora ise ticaretin ve sosyal hayatın kalbinin burada attığını gösteriyor.
Taşlardan Gelen Uyarı
Nysa’dan ayrılırken ortaya çıkan tablo net: Kent, yalnızca beton ve asfalt değildir. Kent; doğayla kurulan ilişki, suya gösterilen saygı ve akla verilen değerdir. Bu denge bozulduğunda sel gelir, şehir susar, insanlar çaresizce izler.
Aydın yolu üzerindekilere Sultanhisar’a uğrayıp Nysa Antik Kenti’ni gezmeleri güçlü bir öneri niteliği taşıyor. Çünkü bazen geleceğe dair en büyük dersler, en eski taşlardan gelir.
Bakmadan Geçme