YKS ve LGS adayları son süreci nasıl değerlendirmeli?

Yaklaşık bir aylık bir sürenin kaldığı LGS ve ardından yapılacak YKS ile ilgili adaylara tavsiyelerde bulunan Eğitimci Erkan Haras, bu sürecin artık konu öğrenmek yerine test çözmekle geçirilmesi, ailelerin de çocuklarına mutlak manada destek vermesi gerektiğini söyledi.

Yaklaşık bir aylık bir sürenin kaldığı LGS ve ardından yapılacak YKS ile ilgili adaylara tavsiyelerde bulunan Eğitimci Erkan Haras, bu sürecin artık konu öğrenmek yerine test çözmekle geçirilmesi, ailelerin de çocuklarına mutlak manada destek vermesi gerektiğini söyledi.

Her yıl milyonlarca insanın başvurduğu LGS ve YKS için geri sayım başladı. Uzmanlar, son süreçte öğrencilerin çalışma planları ve bu süreçte ailelerin desteğinin başarı için çok önemli olduğunu vurguluyor.

Sınav sürecinde başarı elde edebilmek adına yapılması gerekenlere ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Eğitimci Yazar Erkan Haras, öğrencilerin sınav stresi ve kaygısı ile baş etmenin yolları, başarıya götüren süreçte dikkat edilmesi gereken hususlar, anne-babaların bu süreçteki rolü gibi birçok konuda önemli tavsiyelerde bulundu.

'Bu saatten sonra test çözümüne ağırlık verilmeli'

YKS ve LGS öğrencileri için artık son düzlüğe gelindiğini belirten Haras, 'Bu süreçte zamanı iyi değerlendiren, çalışmalarını disiplinli ve periyodik bir şekilde gerçekleştiren öğrencilerin deneme sınavlarına baktığımızda iyileşme görüyoruz. Çalışmayanlarda da heyecan, başaramama korkusu ve stres görüyoruz. Öğrenciler ara ara yanımıza gelip artık başaramayacağını söylemese de davranışlarından anlıyoruz. Son düzlükte artık ders çalışmayı, eksik konu tamamlamayı bırakmalarını, bu saatten sonra deneme çözmelerini tavsiye ediyorum. Farklı kaynakların farklı deneme sınavlarını çözmeleri onları geliştirecek, aynı zamanda heyecanlarını azaltacak. Çünkü tekdüze soru tipi, tekdüze kaynak hiçbir zaman bizi başarıya götürmeyecek.' dedi.

'Öğrenci bu son düzlükte zamanı yönetemezse zaman onu yönetecektir'

Haras, 'Son zamanlarda 12'nci sınıf ve 8'inci sınıf öğrencileri, okula dilekçe verip okula gitmemeyi, bunun yerine kütüphaneye, dershaneye gidip ders çalışmayı tercih ediyorlar. Sınava hazırlık sürecinde eğer okul böyle bir imkn tanıyorsa tüm zamanının soru çözmeye ayırabilir. Bu süreçte öğrenciye lazım olan zamandır. Eğer bir öğrenci bu son düzlükte zamanı yönetemezse zaman onu yönetecektir.' diye konuştu.

Başarı ve başarısızlığın anahtarı aile

Öğrencilerin üzerindeki en büyük baskının aileleri, ikinci olarak da rakip olarak gördükleri arkadaşları tarafından yapıldığını belirten Haras, 'Anne-baba çocuğuna güvenmeli, ona bu işi başarabileceğini söyleterek desteklemeli. İstisnasız her gün anne-babaların çocuklarını yanımızda azarladıklarını görüyoruz. Benim yanımda bunu yapan evde neler yapar. Baba yanıma gelip yaptığı masrafları sıralayarak karşılığında başarı beklediklerini söylüyor. Çocuk, kalemi eline her alışında, kitabı her açtığında, 'Babamın benden bir beklentisi var, annem bana güvenmiyor' psikolojisi ile ders çalışmaya başlıyor ve bu şekilde asla başarı gelmez. Anne-babalara çocuklarına güvenmeleri gerektiğini tavsiye ediyoruz. Anadolu'da, 'kırk gün birisine deli derseniz deli olur' diye bir tabir var. Biz de bu çocuğa kırk defa 'başarabilirsin' dersek çocuğa bir özgüven gelecektir. Bu konuda ilk iş anne-babaya düşer. Anne- baba çocuğuna güvenmeli ve desteklemeli. Anne-baba her gün çocuğunu çağırıp gün içerisinde yaptıklarını, çözdüğü, çözemediği sorularla ilgili bilgi almalı. Çok yanlışı olsa bile üstesinden gelebileceğini söyleyerek çocuğu rahatlatmalı. Bir de üniversiteye hazırlanan çocuklarda bu durum daha fazla görülüyor. Anne-baba sanki çocuk üniversiteyi kazanamazsa bu onun için dünyanı sonu olur şeklinde bakıyor. Anne babalar kendi durumlarından örnek vererek çocuğunun sınavı kazanması gerektiğini ifade ediyor. Bunu yapmaktansa çocuğu bir başkasıyla kıyaslamadan bir sonraki seneye başarabileceğini söyleyerek onu rahatlatmalı. Çocuğa fırsat verilirse kendisine güveni artar ve daha iyi çalışır.' şeklinde konuştu.

'Anne-baba, maddi ve manevi olarak çocuğun yanında durmalı'

Öğrencilerin sınav kaygısını azaltabilmesi için yapmaları gerekenlere ilişkin de konuşan Haras, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

'Bir kere öğrenci dönem başından itibaren sakin olmalı. Emin adımlarla yürümeli. Öğrencilere hep söylüyoruz ama buradan yeniden söyleyelim. Çok basit görüyorlar ama o kadar basit değil. Öğrenciler bir okulun haricinde bir kursa da gidiyorlar. Okulda 10 öğretmen, dershanede 10 öğretmenden ders alıyorsa bunun arkasında bir eğitim ordusu var demektir. Bu eğitim ordusuyla savaşa giren bir öğrencinin başarısız olma ihtimal, yok. Eğer başarısız oluyorsa bu kendisiyle alakalı bir durumdur. Öğrenci, arkasında bir eğitim ordusunun olduğunu, evde de arkasında bir kale olduğu halde yola çıktığın bilecek. Anne-baba bir kale gibi arkasında durduğunda, okulda da bir ordu ile birlikte olduğunu bildiğinde çocukta bir güvensizlik kalmaz. Ancak çalışmıyorsa, arkasında bir kale de yoksa her taraftan saldırıya uğrayacağını biliyorsa bu çocuk başarılı olamaz. Anne-baba evde destek verecek, okulda da çocuk mücadele edecek. Öğretmen bir çocuğun peşinden koşmayabilir ama çocuk eksiklerinin üzerine yürüyecek ve öğretmeninde de destek alarak başarılı olabilir. Günü kurtarmaya çalışan bir öğrenci günü kurtarabilir ama hayatını kurtaramaz. Günü kurtarmaya çalışmayıp hayatını kurtarmaya çalışan ise hem günü hem hayatı kurtarmış olur. Onun için anne-baba, maddi ve manevi olarak çocuğun yanında durmalı.'

Başarıya giden yolun kuralları neler?

Başarıya giden yola temek bazı kuralların olduğunu hatırlatan Haras, başarı için önce hedefin belirlenmesi, zeksına güvenmek yerine çalışmaya odaklanması, etraftan gelen seslere, eleştirilere duyarsız kalınması, çözümsüz gibi görünen sorunlara çözüm üretilmesiyle başarını elde edilebileceğini vurguladı. (İLKHA)

Bülten

Bakmadan Geçme