Gladyatörler Şehri Kibyra: Teke Yöresinin Saklı Mirası

Doç. Dr. Devrim Alkaya - İnşaat Yüksek Mühendisi & Kamu Yöneticisi – TV Programcısı

Youtube Kanalı
Abone Ol

Doç. Dr. Devrim Alkaya - İnşaat Yüksek Mühendisi & Kamu Yöneticisi – TV Programcısı

Denizli'den düşüp yollara, Gölhisar'a doğru yol aldık. Daha önceki yazılarımda Gölhisar'dan ve teke yöresinin kültürel zenginliklerinden bahsetmiştim. Bu kez sizlere Gölhisar'ın adeta gözbebeği, gladyatörler şehri olarak anılan, tarihi ve kültürel mirasıyla bölgeye değer katan Kibyra Antik Kenti'ni tanıtmak istiyorum.

Yükseklerde Saklı Bir Uygarlık
Burdur'a 111 km, Denizli'ye ise sadece 100 km uzaklıkta olan Kibyra; 1100-1300 metre yükseklikte, ardıç ve sedir ormanlarıyla kaplı bir yayla üzerinde yer alıyor. Antik kent, Lykia sınırlarında yer almakla birlikte, Helenistik Dönem'de Bergama Krallığı'na bağlı kalmış, en parlak dönemini ise Roma İmparatorluğu zamanında yaşamış. Günümüze ulaşan mimari yapılar da Roma dönemine ait.

Gladyatör Hyakinthos'un Kenti
Kibyra'ya adım attığınızda sizi ilk olarak Gladyatör Hyakinthos'un heykeli karşılıyor. Bu durum kentin ne kadar güçlü bir savaşçı kimliğe sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Arkeolojik verilere göre Kibyra, 30 bini aşkın piyade ve 2 bini aşkın atlı askeri birlikle ciddi bir askeri güce sahipmiş. Kentin uzun gladyatör frizleri de bu savaşçı ruhu yansıtıyor.

Bu savaşçı kimlik, günümüzde bile bölgede etkisini sürdürüyor. Yağlı güreş kültürünün hlen devam etmesi ve dünya çapında güreşçilerin bu topraklardan çıkması, tarihle bugünün güçlü bir bağ kurduğunu gösteriyor.

Zanaatın ve Sanatın Başkenti
Kibyra, yalnızca savaşçı yönüyle değil, zanaat ve sanat alanındaki başarısıyla da öne çıkıyor. Antik çağlarda demircilik, dericilik, at yetiştiriciliği ve çömlekçilikle ün salan bu şehir, günümüzde Gölhisar'da hl yaşatılan bu mesleklerle geleneklerini sürdürmekte.

UNESCO Yolunda Bir Antik Kent
2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne giren Kibyra; 10-12 bin kişilik stadyumu, 7-8 bin kişilik tiyatrosu, odeion (küçük tiyatro), agoraları, hamamı, ana caddesi ve yer altı mezarlarıyla ziyaretçilerini adeta geçmişe yolculuğa çıkarıyor.

Stadyum, gladyatör dövüşlerine ve sportif etkinliklere ev sahipliği yaparken, tiyatro bölümü dik oturma alanıyla dikkat çekiyor. Odeion ise dünya çapında eşine az rastlanır bir yapıya sahip. Zemininde bulunan Medusa mozaiği, 'Opus Sectile' adı verilen teknikle renkli mermerlerden yapılmış. Bu mozaik, antik dönem konserlerine ve meclis toplantılarına ev sahipliği yapan bu yapının ihtişamını artırıyor.

Aslanlı Çeşme: Taştan Yükselen Serinlik
Kibyra'daki bir diğer önemli eser ise yakın zamanda restore edilen dairesel çeşme. Aslan başlarından akan sularla hayat bulan bu yapı, özgün parçalarıyla yeniden inşa edilerek ziyaretçilere eşsiz bir görsel şölen sunuyor.

Emek Verenlere Teşekkür
Gölhisar'daki bu muazzam antik mirasın ayağa kalkmasında en büyük pay, Kibyra Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Özdoğru'ya ve ekibine ait. Yazın sıcağında, kışın soğuğunda büyük özveriyle çalışan herkese kendi adıma teşekkür ederim.

Yol Üstü Lezzet Molaları
Kibyra'ya gelirken yol üstü duraklarını da ihmal etmeyin. Cankurtaran'da kahvaltı, Serinhisar'da çerez molası, Acıpayam'dan kavun alışverişi ve Gölhisar'da meşhur kavurmayı tatmadan, Memiş'in çörekotlu kahvesini içmeden bu yolculuk tamamlanmış sayılmaz.

Denizli'den başlayan bu kültürel yolculuk, Kibyra ile hafızalarda derin izler bırakacak. Denizli yollarında olmaya devam edeceğiz…

Bülten

Bakmadan Geçme