Ağbaba, Meclis İç Tüzük Değişikliğini Eleştirdi

MECLİS KÜRSÜSÜ POZANTI'NIN, SOMA'NIN, GEZİ'NİN, KÜRECİK'İN SESİ OLDU

Ağbaba, meclis iç tüzük değişikliğinin sadece milletvekillerinin değil milletin de sesini kısmaya çalışmak olduğunu belirterek “Sesi kısılanlar cezaevinde tecavüze uğrayanlar, sesi kısılanlar kayısı üreticileri, sesi kısılanlar Erzurum'da suda boğulanlar, Elbistan'da Maraş'ta göçükte unutulanlar, İstanbul'un göbeğinde çadırda yananlardır.”dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşülen iç tüzük değişikliğiyle ilgili sert eleştirilerde bulundu.”Hadi iktidarı anladık da MHP'ye ne oluyor” diye soran Ağbaba, “İç tüzük değişikliği işinize geldiğinde dört elle sarıldığınız millî iradenin sesini kısmaktır.”dedi.

CHP genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba Anayasa Komisyonunda yaptığı konuşmada iç tüzük değişikliğinin vekillerin seslerini kısmak için hazırlanmış bir değişiklik olduğunu ve tüm milletvekillerini mecliste oy vermek dışında bir şey yapmayan AKP milletvekillerine benzetmek istendiğini belirtti. 2011'den beri parlamentoda bulunduğunu ve iktidar milletvekillerinin koşa koşa, bazen hayatlarını riske ederek, bazen döner kapılara sıkışarak, bazen önlerindeki milletvekili veya vatandaşları çiğneyerek oylamaya yetişmeye çalıştıklarına yüzlerce kez şahit olduklarını belirten Ağbaba, “AKP Milletvekilleri sadece gelirler, oy kullanır kullanmaz odalarına giderlerdi .Kendi vekillerinin işlevi azaldıkça bu İç Tüzük değişikliği iktidar partisi açısından önemli olmuştur, belki de şart olmuştur” dedi.

HADİ İKTİDARI ANLADIK DA MHP'YE NE OLUYOR?

Muhalefet vekilleri dâhil bütün vekilleri konuşamayan, oy kullanmaktan başka hiçbir işe yaramayan, kanun yapamayan, kendi bölgelerinin sorunlarını gündeme getiremeyen, muhalefet edemeyen vekiller konumuna getirilmek istendiğini kaydeden CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “İktidar partisini anlarız da MHP'nin tavrını anlamak mümkün değil.Muhalefet partisi kendi sesinin kısılmasına niye müsaade eder bunu anlayamayız. Herhalde, Meclisin en küçük grubu olmasından dolayı duyduğu rahatsızlık, belki de komplekstir” ifadelerini kullandı.

BALYOZ, ERKENEKON,ODA TV VE TÜM MAĞDURLARIN SESİ OLDUK

Ağbaba, “İç tüzük değişikliği işinize geldiğinde dört elle sarıldığınız millî iradenin sesini kısmaktır. Meclis kürsüsünü muhalefet her zaman mağdurların, mazlumların sesini duyurmak için kullanmıştır. Kürsü haksızlığa uğrayan insanların sesi soluğu olmuştur. O kürsü, o gün kol kola girdiğiniz, aynı menzile yürüdüğünüz, ortağınız Hoca Efendi'nizle birlikte kumpas kurarak Balyoz, Ergenekon, Oda TV, Devrimci Karargâh gibi davalarda mağdurların sesi oldu. AKP ile FETÖ'nün derin işbirliği sonucunda cezaevine atılan İlker Başbuğ o kürsüden konuşuldu. Koramiral Can Erenoğlu'nun ilk çığlığı bu kürsüden duyuldu. Kardak kahramanı Ali Türkşen'in haksızca cezaevinde yattığı o kürsüden duyuldu. Yerine, darbenin bir numarası olan Akın Öztürk'ü getirdiğiniz, Orgeneral Bilgin Balanlı'nın cezaevinde yaşadıkları ilk kez bu kürsüde söylendi. Ortağınızla kurduğunuz kumpas sonucunda bir vahşi cinayete kurban giden Ali Tatar'ın sesi oldu bu kürsü. Ergenekon davasında ömürleri FETÖ'yle mücadeleyle geçen Mehmet Haberal gibi, Mustafa Balbay gibi, Fatih Hilmioğlu gibi, Dursun Çiçek gibi insanların sesi soluğu oldu.Oda TV davasında tutuklanan Soner Yalçınların, Ahmet Şıkların, Barış Terkoğullarının, Barış Pehlivanların, Nedim Şekerlerin haykırışı oldu. O kürsü, o dönem tutuklu vekillerin, tutuklu gazetecilerin, tutuklu sendikacıların sesi oldu”şeklinde konuştu.

KÜRECİK,ZİRVE,GEZİ,HRANT DİNK'İN KÜRSÜDE SES BULDU

Ağbaba; “Eğer o kürsü olmasaydı Pozantı Cezaevinde tecavüz çığlıkları o cezaevinden çıkamazdı. O kürsü sayesinde Karaman'daki iğrenç tecavüz olayları ortaya çıktı. O kürsü sayesinde tecavüzcülerin sesi kısıldı, mağdurların sesi yükseldi. O kürsü sayesinde elinde bir madenci baretiyle Özgür Özel'in haykırışıyla Soma'nın sesleri duyuldu. O kürsü sayesinde Kayısı üreticilerinin sesi Türkiye'de duyuldu.Bu İç Tüzük değişikliğiyle aslında sesi kısılmak istenen sadece vekiller değil, sesi kısılan tecavüze uğrayanlar, sesi kısılanlar mağdurlar, sesi kısılanlar kayısı üreticileri, sesi kısılanlar Erzurum'da suda boğulanlar, Elbistan'da Maraş'ta göçükte unutulanlar, İstanbul'un göbeğinde çadırda yananlardır. O kürsü sayesinde Kürecik füze kalkanı, Hrant Dink cinayetinin asıl suçluları, Zirve Yayınevindeki skandallar, cezaevindeki hasta mahpuslar, kalemi kırılan gazeteciler, Gezi direnişinde yaşananlar, şeker fabrikaları özelleştirmesinin ardındaki gerçekleri öğrendi milletimiz”ifadelerini kullandı.

ALİ İSMAİL'İN BABASI OĞLUNU OKŞARKEN GÜNDEME GELDİ

“Şimdiye kadar Meclis kürsüsünde milletvekilleri konuşmasının daha çarpıcı olabilmesi için, dertlerini daha rahat anlatabilmek için bazen posterleri, bazen ilgili malzemeleri kullandılar” diyen Ağbaba, “ Bu kürsüde gösterilen resimlerden hanginiz rahatsızlık duyarsınız ki? Şimdi FETÖ dediğiniz Hoca Efendi'nin dizinin dibinden ayrılmazken ki resimler aslında sizi rahatsız ediyor. Kendimden örnek vereyim: Mecliste daha çarpıcı olmak için çok fotoğraf kullandım. Örneğin Malatya'da açlıkla karşı karşıya kalan çiftçilerin yanan çağlalarını Meclisin kürsüsünden göstererek gündeme getirebildik. Geçtiğimiz yıl bütçe görüşmesinde, bir yıl da terör nedeniyle yetim kalan şehit yavrularının dramını başka türlü, resimsiz anlatamazdık. O şehit yavrularının kocaman resimlerini kürsüye getirerek anlattık .Bazen cezaevinde çizimine izin verilmeyen Deniz Gezmiş resmi, bazen bir şiddet sonucu katledilen Ali İsmail Korkmaz'ın babası Şah Korkmaz'ın yaşadığı acıyı sözle değil, oğlunu okşayan fotoğrafıyla gündeme getirdik.”dedi.

TÜRKİYE YASAKLAR ÜLKESİ HALİNE GELDİ

Bu değişikliklerle birlikte milletvekillerinin kendilerini ifade etmeleri, bir konuya dikkat çekmeleri engellenmeye çalışıldığını kaydeden CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, AKP'nin , OHAL'le Türkiye'de kendine muhalif herkesi kanun hükmünde kararnamelerle terbiye etmeye çalıştığını aynısını bu değişikliklerle birlikte Mecliste yapmaya çalıştığını kaydetti. Türkiye'nin âdeta yasaklar ülkesi hâline geldiğini belirten Veli Ağbaba, “Bu yasaklarla mağdur olunan FETÖ davaları dışında önemli bir kesim yaratılmıştır. FETÖ anlayışıyla mücadele ettikleri hâlde cezaevindeler, Birgün gazetesindeki Mahir Kaynak'lar, Deniz Yücel'ler, Ahmet Şık'lar gibi. Sadece Facebook'ta bir beğen butonuna bastığı için 15-16 yaşında çocuklar cezaevinde bulunmaktadır.”dedi.

İÇTÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİYLE MECLİSİN ANLAMI KALMAYACAK

Ağbaba konuşmasının sonunda “ Anayasa değişikliği üstüne İç Tüzük değişikliğiyle Meclisin ve onun üyelerinin doğal olarak hiçbir anlamı kalmayacaktır. Anayasa değişikliğiyle vekillerin yetkileri alındı. Şimdi, İç Tüzük de üzerine tam tuzu biberi oldu.Bu değişikliklerle, Anadolu'nun illerinde birçok sorunun gündeme gelmesini önler, birçok çarpıcı, yakıcı sorunların gündeme gelmesini önler. Bu, sadece CHP'ye oy verenler için değil, AKP'ye, MHP'ye oy verenler için de sakıncalı. Ben kendi ilimden örnek vereyim, kendi ilimdeki barajların, göletlerin, yolların yapılmasında Hükûmet partisini eleştirerek, bazen kürsüden seslenerek o hizmetlerin gelmesi sağlandı. Türkiye'de mağdurların, mazlumların sesleri çıkacaksa bu İç Tüzük değişikliğinin özellikle araştırma önergeleri kısmının çok yanlış olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme