• Haberler
  • Genel
  • 2020 Bütçesi TBMM Genel Kurulunda Kabul Edildi

2020 Bütçesi TBMM Genel Kurulunda Kabul Edildi

2020 Bütçesi TBMM Genel Kurulunda Kabul Edildi

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2020 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda görüşülerek kabul edildi. Bütçe görüşmeleri sırasında söz alan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Milletimizin emaneti olan bu bütçenin her bir kuruşunu, Milli Teknoloji Güçlü Sanayi vizyonumuzla milletimizin refahını arttırmak için hassasiyetle kullanacağız.” dedi.

TBMM Genel Kurulunda konuşan Bakan Varank özetle şunları söyledi:

ŞOKU BERTARAF ETTİK: 2018 Ağustos’unda ekonomik temellerimizden bağımsız ciddi bir dış şokla karşılaştık. Bir yandan bölgemizdeki güvenlik tehditleriyle mücadele ederken, diğer yandan ekonomimize yönelik saldırılara göğüs gerdik. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hükümetimizin uyguladığı sonuç odaklı politikalarla şokun etkisini bertaraf ettik.

YENİ BAŞARI HİKAYESİ: Bugün geldiğimiz noktada; Sanayi üretimi artıyor. İmalat sanayinde siparişler ve kapasite kullanım oranları yükseliyor. Ekonomiye duyulan güven giderek güçleniyor. Yılın üçüncü çeyreğinde gerçekleşen büyüme oranı iç talepteki canlanmayı teyit ediyor. Elbette bunları yeterli görmüyoruz. Sanayiden teknolojiye, ulaştırmadan sağlığa her alanda, Cumhuriyet tarihinin en büyük atılımlarını biz gerçekleştirdik. Şimdi Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına giderken;  yüksek katma değerli üretim öncülüğünde Türkiye’nin yeni başarı hikâyesini milletimizle beraber yine biz yazacağız.

AVANTAJLARI FIRSATA ÇEVİRECEĞİZ: Türkiye, çağın eğilimlerine yön verebilecek bir kapasiteye sahip. Genç ve dinamik bir nüfusumuz, Risk alan girişimcilerimiz, gece gündüz demeden ter döken emekçilerimiz var. Küresel ekonomide ağırlık merkezinin batıdan doğuya kaydığı bir konjonktürde, sahip olduğumuz avantajları fırsata çevireceğiz. Ülkemizi kritik teknolojiler ve nitelikli beşeri sermaye konusunda bir çekim merkezi haline getireceğiz. Atacağımız her adımda hem ulusal hem de global öncelikleri dikkate alıyoruz. Bu yolda temel referans kaynağımız 11. Kalkınma Planı çerçevesinde hazırladığımız 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimiz olacak.

MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ: Önümüzdeki dönemde vizyonumuz çok net. Ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı tesis edecek, küresel yarışta bizi üst sıralara çıkaracak politikaları Milli Teknoloji Hamlesi anlayışıyla tasarladık. İddialı, ama bir o kadar da gerçekçi hedeflerimiz var. İmalat sanayinin ihracatını ve milli gelirdeki payını artıracağız. İhracatımızda orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 50’ye çıkaracağız. 2023 Stratejimizin temel bileşenlerini oluşturan; Yüksek Teknoloji ve İnovasyon; Dijital Dönüşüm; Girişimcilik; Beşeri Sermaye ve Altyapı alanlarında yol haritalarımızı belirledik.

200’E YAKIN TALEP ALDIK: Katma değeri yüksek ürünlerin yerlileşmesi için Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programını başlattık. Cari açık verdiğimiz sektörleri ve öncelikli ürün gruplarını, paydaşlarımızla beraber belirledik. Üreticiyle alıcıyı aynı anda teşvik edecek şekilde, fikirden ürüne tüm desteklerimizi bütüncül bir anlayışla kurguladık.  Programı makine sektörüyle başlattık. 6 Aralıkta sonlanan ön başvurularda yatırım tutarı yaklaşık 5 milyar lira olan 200’e yakın talep aldık. Çağrımızı 2020’nin ilk çeyreğinde sonuçlandıracağız. Ülkemizde ilk defa uygulanan bu vizyoner program, üretimde hedeflediğimiz yapısal dönüşümün temel kaldıracı olacak.

166 BİN İLAVE İSTİHDAM: 2019’un ilk 10 ayında 101 milyar liralık sabit yatırım için 4 bin 302 teşvik belgesi düzenledik. Teşviklerin sektörel çeşitliliği tam da arzuladığımız şekilde gerçekleşti. Aslan payı imalat sektörüne ait. Bu durum önümüzdeki dönemin istihdam artışları için oldukça iyi bir tabloya işaret ediyor. Yatırım teşvikleri sayesinde 166 binin üzerinde ilave istihdam oluşmasını bekliyoruz.

HER ŞEYİMİZ ŞEFFAF: 25 dev yatırım için Proje Bazlı Destek kararı yayımladık. Yatırım tutarı 55 milyar lira olan bu projelerin, 24 bin ek istihdam sağlamasını ve cari açığı azaltmada önemli katkılar sunmasını bekliyoruz. Yeri gelmişken, bu kürsüden bir konuya özellikle değinmek istiyorum. Teşvik süreçlerimizin tamamı şeffaf ve öngörülebilir. Mevzuatta belirtilen şartları taşıyan tüm projeleri istisnasız destekliyoruz. Aldığımız tüm kararları da düzenli olarak Resmî Gazete’de yayımlıyoruz. Her şeyimiz şeffaf, kimseye bir ayrıcalık tanımıyoruz.

OSB’LERDE 2 MİLYON EMEKÇİ: Genel kurulda muhalefet adına konuşan sayın vekillerimiz, Türkiye’de üretim durmuş, yeni yatırım yapılmıyor gibi gerçek dışı manzaralar çizdiler. Bakın bu sene Organize Sanayi Bölgelerindeki istihdam 90 bin kişi arttı. Şu an sadece OSB’lerde 2 milyon emekçi Türkiye ekonomisini büyütmek için gece gündüz çalışıyor. Bu yıl sonu itibariyle, 15 bin kişiye daha iş imkânı sağlayacak 7 organize sanayi bölgesi ve 4 sanayi sitesini tamamlıyoruz. Önümüzdeki sene ise; 7 yeni organize sanayi bölgesi ve 5 sanayi sitesini daha bitirecek, 25 bin kişiye istihdam imkânı oluşturacağız.

EN BÜYÜK ÇEVRE PROJESİ: Yeşil OSB vizyonuyla sanayimizin çevreci dönüşümünü destekliyoruz. OSB’leri; çıktıların girdiye dönüştüğü, enerjisini kendi karşılayan ve çevreye daha duyarlı eko-endüstriyel parklara çevireceğiz.  Yerel yönetimlerin ihmali sebebiyle 1970’li yıllardan beri Ergene Havzasında yaşanan çevre kirliliğine karşı ülkemizin en büyük çevre projesini sürdürüyoruz. Ergene Koruma Eylem Planı kapsamında bugüne kadar 900 Milyon lira harcadık. Müşterek Atıksu Arıtma Tesisleri’nden üçünü tamamladık, kalan ikisini 2020 yılında bitireceğiz.

PATENT SAYISI 18 KAT ARTTI: 16 senede yerli patent başvuru sayısı 18 kat, yerli patent tescil sayısı da 38 kat arttı. Marka başvurularında 2011’den bu yana istisnasız her yıl Avrupa’da birinci sıradayız. Toplam yerli sınai mülkiyet verilerinde dünyada on birinciyiz. Ülkemizde toplam Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payı ilk defa yüzde 1’i aştı. Ar-Ge harcamalarında en büyük pay özel sektörümüze ait.

BÖLGESEL KALKINMA: Topyekün kalkınma bölgesel refah artışlarıyla doğru orantılı. Bu yüzden, bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını istismar siyasetinin malzemesi yapanlara inat, bölgelerimizin gelişmeye ihtiyaç duyduğu alanlarda elimizi taşın altına koyduk. Ajanslar ve kalkınma idareleri vasıtasıyla, bölgesel kalkınmayı desteklemek üzere, yüzlerce projeye 1 senede 983 milyon liralık kaynak aktardık.   Bu projeler sayesinde Hakkari’nin dağlarını turizmle, Harran ovasını modern tarımla tanıştırdık. Artık şehirlerimizde terör değil istihdam, kepenk kapatma değil üretim konuşuluyor.

ÇOK YÜKSEK İNSANİ GELİŞME: Burada bir milletvekilimiz sefalet endeksinden bahsetti. Bakın bu endeks özel bir firma tarafından yapılıyor, uluslararası kuruluşlarca derlenen bir veri de değil. Uluslararası karşılığı yok. Eğer endekslerden bahsedeceksek, ben de size bir örnek vereyim. 5 gün önce açıklandı. Hem de Birleşmiş Milletler açıkladı. İnsani Gelişme Endeksinde ülkemiz ilk kez “çok yüksek insani gelişme” kategorisine erişti. Bu endeksin hesaplanmasında; ortalama yaşam süresi, eğitim ve kişi başına gelir gibi göstergeler var.

TERSİNE BEYİN GÖÇÜ: Burada pek çok milletvekilimiz beyin göçüne değindi. Biz bu sene ilk defa Uluslararası Lider Araştırmacılar programını uygulamaya başladık ve ülkemizi dünyanın her yerinden üst düzey araştırmacılar için çekim merkezi haline getireceğiz dedik. Programı açıkladığımızda inanmayanlar, hatta dalga geçenler oldu. Türkiye’ye kim döner, gelin bu işten vazgeçin diyenler oldu. Yaptığımız çağrıya dünyanın önde gelen üniversiteleri, araştırma merkezleri ve öncü şirketlerinden başvurular aldık. 98’i Türk, 29’u yabancı olmak üzere 127 üst düzey araştırmacı bu programdan faydalanacak. İşte size tersine beyin göçü.

BİRİ HİNT BİRİ İTALYAN ÖĞRENCİSİYLE DÖNDÜ: İki gündür haberlerde karşılaşmışsınızdır. 1976 yılında Türkiye’den ayrılan değerli bir hocamız Fransa’dan ülkemize döndü. Üstelik tek başına da değil, biri Hint biri İtalyan iki araştırmacısını da yanında getirdi. Araştırmalarına Türkiye’de devam edecekler. Bu programla gelen tüm araştırmacılar kuracakları laboratuvarlar, yetiştirecekleri öğrenciler ve özgün bakış açılarıyla ülkemizin bilimsel iklimine benzersiz katkılarda bulunacak.

TEKNOFEST GAZİANTEP’TE: İkincisini düzenlediğimiz TEKNOFEST, 1 milyon 720 bin ziyaretçiyle dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali oldu. Yerli ve yabancı 17 bin 373 takım ve 50 bin yarışmacı, 19 farklı teknoloji yarışmasında TEKNOFEST heyecanını yaşadı. Çok yeni bir gelişmeyi sizlerle paylaşayım. Ayakları yere basmayan festivalimize üçüncü yılında Gaziantep ev sahipliği yapacak. Adeta bir dip dalgaya dönüşen teknoloji ve inovasyon ruhunu bu sefer Güneydoğu Anadolu’dan tüm Türkiye’ye yayacağız.

BAŞARI HİKAYESİ: KOSGEB aracılığıyla bu sene 64 bin işletmeye 2.3 milyar liralık ödeme yaptık. Bu ödemeler içinde imalat sanayinin payı yüzde 62 oldu, bu oranı 2023’e kadar yüzde 75’e çıkaracağız. Yüce Meclisimizin bütçemize onay vererek vesile olduğu başarı hikâyelerine bu kürsüden geçtiğimiz sene örnekler vermiştim. Bu yıl da çok dikkat çekici bir örneği, KOSGEB ve yatırım teşvikleriyle yazılan bir başarı hikâyesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

AKREP ZEHİRİ: Hikâyemiz bir kadın girişimcinin akrep zehrini konu alan programı izlemesiyle başlıyor. Urfalı iki gencin hayalinden etkilenen bu girişimcimiz bu hayali bir projeye dönüştürüyor. Melek yatırım ağları kanalıyla 40 yatırımcıyı bu işe destek vermeye ikna ediyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi işbirliğiyle Ar-Ge çalışmalarına başlanıyor. Bu noktada Bakanlık olarak biz devreye giriyoruz. Firmaya KOSGEB’ten Ar-Ge ve Stratejik Ürün Desteği veriyoruz. Bu sayede firma hedeflerine ulaşıyor.  Peki bu hikayenin sonucu ne?

İHRACAT DEĞERİ 25 BİN DOLAR: Şu anda firmanın ruhsatlı iki ayrı akrep anti-serumu var. Elimde gördüğünüz bu ürünün kilogram başına ihracat değeri 25 bin dolar. Buraya çıkan arkadaşlar Iphone telefonu çok seviyorlar. Onun kilogram başına hiracat değeri 5 bin dolar. Bunun 25 bin dolar. İşte katma değer, işte yüksek teknoloji, işte üreten Türkiye. Bakın Türkiye bu ürünü küresel kalite standartlarında üretebilen 4 ülkeden biri.


BÜTÇE AZALMADI: Burada kullanılan yandaşlarınıza para veriyorsunuz ifadeleri yakışıksızdır. Kimseye hiçbir şeyi peşkeş çekmiyoruz. Her şey dijital bilgisayar ortamında gerçekleşiyor. KOSGEB’in yeni destek bütçesinde de hiçbir azalma yoktur.

SADECE KATAR DEĞİL: TSE ile ülkemizi standartlara yön veren ülkelerden biri yapacağız. Yine CHP’li bir milletvekili, Enstitümüz ile Katar arasında imzalanan anlaşmayı eleştirerek; hep Katar, hep Katar dedi. Öncelikle yanlışını bir düzeltelim. Türk Standartları Enstitüsü, yalnızca Katar’la değil; 125’in üzerinde ülkeyle, uluslararası ve bölgesel kuruluşla anlaşmalar yapmış; Türk ürünlerinin serbest dolaşımını kolaylaştırmıştır. Yalnızca son 5 yılda, bu yurtdışı faaliyetlerinden de 60 milyon liralık bir gelir elde etmiştir. Burada rahatsızlık duyulan nedir soruyorum size? TSE’nin kâr etmesi mi sorun? Bu kârı Katar’dan etmesi mi sorun? Yoksa burada mesele muhalefet meselesi mi?

DÜNYADA İLK 10 OTORİTE: Türk Patent ve Marka Kurumunu dünyada ilk 10 otorite arasına sokmayı hedefliyoruz. Açık inovasyon ve açık kaynak yazılımlarını etkin yönetmek için fikri mülkiyet mevzuatında düzenlemeler yapacağız. Kamuya ait patent ve faydalı modellerin envanterini çıkarıp, özel sektörün kullanımına açacağız.

LAZER DİYOTU: TÜBİTAK Enstitüleri savunma, uzay, güvenlik, enerji, ilaç, kimya, çevre, gıda ve malzeme gibi stratejik alanlarda Ar-Ge faaliyetleri yürütüyor. Tabi bu faaliyetler önce ürüne, sonra da teknoloji transferi yoluyla seri üretime geçiyor.  Yine huzurlarınızda TÜBİTAK destekleriyle özel sektörün geliştirdiği stratejik bir üründen bahsetmek istiyorum. Bu bir lazer diyotu. Robotik cerrahi cihazlar, lazerli kesim makineleri ve savunma sanayinde kullanılan lazer işaretleyiciler gibi kritik yüksek teknoloji alanlarında bu diyotlar kullanılıyor.


İHRACAT DEĞERİ 2 MİLYON DOLAR: 14 milyar dolarlık pazardan pay almak için ülkeler arasında kıyasıya bir yarış var. Biz bugün bu teknolojiye sahip sayılı ülkelerden biriyiz. Bu diyotların içindeki çiplerin kilogram başına ihracat değeri 2 milyon dolar. İşte bize verdiğiniz bütçeyi, bunun gibi projeleri desteklemek ve katma değerli üretim için kullanıyoruz.

ŞANLI BAYRAĞIMIZ BEYAZ KITADA: Yapay Zeka Enstitüsü kuruyoruz. Teknoloji şirketleri, sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlarımızla, Açık Kaynak Platformu inisiyatifini başlattık. Bu sene üçüncü bilim seferimizi gerçekleştirerek, geçici bilim üssümüzü Antarktika’ya kurduk ve şanlı bayrağımızı beyaz kıtada da dalgalandırdık.  Ülkemizin 20 yıllık hayali olan Türkiye Uzay Ajansı faaliyetlerine başladı. “Uzayda olmayan ülkelerin, gelecekte yeryüzünde sözü olmayacak” anlayışıyla hazırladığımız Milli Uzay Programını, 2020 yılında ilan edeceğiz.

ÖNCÜ ARAŞTIRMALAR: Türkiye Bilimler Akademisi, bilim insanlarının öncü ve çığır açıcı araştırmalarını desteklemeye devam ediyor. Genç bilim insanlarımız için TÜBA genç akademisini kurduk. Bilindiği üzere Sayın Cumhurbaşkanımız 2019’u ‘Fuat Sezgin Yılı’ olarak ilan etti. Bu kapsamda yıl boyunca akademi üyelerimiz üniversitelerde konferanslar düzenledi.

MİLLİ TEKNOLOJİ GÜÇLÜ SANAYİ: Ülkemizin yazacağı yeni büyüme hikâyesinde; Bakanlığımızın tüm kaynakları sanayicilerimiz, emekçilerimiz, kadın ve  gençler başta olmak üzere girişimcilerimiz ve bilim insanlarımız için seferber edilmiş durumda. Ekonomik ve teknolojik bağımsızlığa giden yolda; işbirliği, koordinasyon ve öngörülebilirlik temel ilkelerimiz olacak. Milletimizin emaneti olan bu bütçenin her bir kuruşunu, Milli Teknoloji Güçlü Sanayi vizyonumuzla milletimizin refahını artırmak için hassasiyetle kullanacağız.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Anadolu Projesi Bölgesi Kalkınma idaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Bölge Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türk Standartları Enstitüsü, Türk Patent ve Marka Kurumu, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik  Araştırma Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanlığı ile Türkiye Uzay Ajansı kurumlarının bütçeleri, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülerek kabul edildi.

Bakmadan Geçme