Veysel Fırat

Sembolik Padişahlık Topkapı Da Devam Etse…

Veysel Fırat

         Osmanlı, dünyada cehennemi yaşayan cennetlik hanedandır. Osmanlı Hanedan Ailesi, vatan demiş, İlahi Kelamutullah demiş ve bu uğurda ailenin yolunu, yörüngesini tayin etmiştir. Çocuklarını bu uğurda büyütüp, bu gayede ölmeyi onlara sıradan bir vaka olarak öğretmiş bir ailedir. Ailenin çıkarlarını geri plana atıp, devletin çıkarlarını her şeyin üstünde görmüşlerdir. Öyle ki, taht kavgası kardeş kanı döküyor, halk şehzadeler için birbiriyle savaşıyor diye, padişah olan kişiye şehzadeleri öldürme hakkı vermiştir. Devletin bekası, halkın refahı ve huzuru için kardeşini, evladını bu uğurda öldürmek zorunda kalan ailedir bu aile.  Hangi devlet adamı Kanuni olup da yönettiği devletin menfaati için oğlu Mustafa’yı boğdurur ve bunun acısına katlanır? Hangi devlet adamı Sarayda zevk ve sefa içinde yaşamak varken 72 yaşında Zigetvar’da şehit olur.  Bütün bunları Osmanlı ailesi yapmıştır ve her şeylerini devletine vakfetmiştir.          Osmanlı Hanedan Ailesi bunları yaparken, çocuğu, kardeşi ve daha nice akrabaları için devletin malını peşkeş çekenler, rüşvetle yolsuzlukla sülalerini ihya edenler, bu vatanı bize Anayurt yapan Osmanlı Ailesi’ni hainlikten tutun da zevk ve sefa düşkünü şahsiyetsiz kişiler olmakla itham ettiler, ediyorlar. Anadolu’yu Türk yurdu yapan bu aileye elbette ki minnet borcumuz vardır. Minnet borcumuzu ödemek bir yana, hainlikle suçlanan Osmanlı Hanedan mensubu olan 155 kişi, 1 Mart 1924 yılında çıkan 431 sayılı yasa ile sürgüne mahkûm edildi.  Haçlıların Anadolu’dan atamadığı Osmanlı Ailesi’ni, maalesef kendi devleti hain damgasıyla sürgüne gönderdi.           Sürgün, hanedan mensubu kadınlar için 28, erkekleri için 50 yıl sürdü. Kadınlara, Adnan Menderes hükümeti tarafından 1952'nin 16 Mart'ında çıkartılan bir kanunla hakları iade edildi ve Türkiye'ye dönüp yeniden Türk vatandaşı olmalarına izin verildi. Erkekler ise bu haklara 1974'te Bülent Ecevit'in ilk başbakanlığı sırasında çıkartılan genel af yasasıyla kavuşabildiler. Padişah torunlarının bir kısmı Türkiye'ye döndü, bir kısmı ise yıllar önce kurdukları düzenlerini bozamayarak önceden yerleştikleri ülkelerde yaşamaya devam ettiler. Büyük çoğunluğu 1974'ten sonra Türk vatandaşlığına geçtler.          Artık Osmanlı Ailesi’ne minnet borcumuzu ödemenin zamanı gelmiştir. Hainlik damgası acilen üzerlerinden alınmalı, özel mülkiyetleri geri verilmelidir. Her Türk vatandaşı gibi siyaset yapmalılar, eskiden olduğu gibi ülkelerine hizmet etmelerinin yolları açılmalıdır. Daha da ötesi sembolik olarak padişahlık makamı devam ettirilmeli, Topkapı Sarayı’nda tahta çıkan sembolik padişahın ikameti sağlanmalı, bütçesi de ayrılarak hanedanın devam ettirilmelidir. Nasıl ki İngiltere’de Kraliyet Ailesi için bir uygulama var ve rejim tehlikeye girmiyorsa, bizim ülkemizde de bu uygulama sorunsuzca uygulanacaktır. Zaten bu çağda cumhuriyetten vazgeçecek insanın aklı dengesinin yerinde olmaması lazım. Türk milletinin de akli dengesi yerinde ve seçkin bir millet olduğuna göre bu korku nedendir.  Bizim yapacağımız tarihimizi, kültürümüzü tanıtmak ve Padişahlık makamını sembolik yaşatıp turizmini yapmak ve cumhuriyet neslini tarihimizle barıştırmak olacaktır

Yazarın Diğer Yazıları