Veysel Fırat

İSLAMDA MEZHEP HIRİSTİYANLIĞI TAKLİTTİR

Veysel Fırat

Bir dinin, çeşitli görüş ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her birine mezhep denir. Düşünce ekolü de denilebilir. Mezhepler aynı zamanda dini kişilik ve toplumların din algısıdır. Oysa İslam’ın tek doğrusu vardır ve yolu tektir. Hal böyleyken Müslümanlar arasında mezhepçilik moda halinde başını alıp gitmektedir. Allah’a olan ibadette bile mezheplere göre niyet ettirecek kadar derin ayrılıklar bilinçli ya da bilinçsiz oluşturulmaktadır. Bu mezhepçilikle din aşındırılıyor, Müslümanlar arasında ihtilaf oluşturuluyor. Bir zamanlar bir cemaatin diğer bir cemaate ‘’Kâfir’’ diyebileceği kadar yoldan çıktığı ülkemizde, gün gelecek bir mezhep diğer bir mezhebe ‘’Kafir’’ diyebilecek kadar yoldan çıkacaktır. Ortadoğu ve Suriye’deki son gelişmeler bunun küçük bir habercisidir. Benim mezhep olarak kabul etmediğim ama Şia ve Sünni gruplar arasındaki çatışmalar buna örnek değil de nedir? Mezhepler Hıristiyan dininde vardır ve doğruları birbirinden farklıdır. Bunların papazları, kiliseleri de ayrıdır. Birinin varlığı diğeri için tehdit olduğundan Hıristiyan mezhepler arasında çıkan mezhep savaşları katliamlara varacak kadar şiddetli olmuştur. Fakat bizim dinimizdeki mezheplerin ne camisi ne de kitabı farklıdır. Bir mezhebin anlayışına diğer mezhepler saygı duyar ve o hükümle amel etmesinde sakınca görmezler. ‘’Ashabım yıldız gibidirler. Hangisine tabi olursanız hidayete erersiniz.’’(Hz. Muhammed) İslam da mezhepler, dinin farklı yorumlanmasından ortaya çıkmış değil, Peygamber Efendimizin farklı uygulamalarının tezahürüdür. Mezhep imamları Peygamberimizin yaşantısından öğrendikleriyle çevresine İslam’ı öğretmiş, fetvalar vermiş ve bu bilgilerle halkın amel etmeleri sağlanmıştır. Ancak farklı bir uygulamayı şu şartlar olursa da uygulayabilirsin detayına girmemişlerdir. Her imam kendi gördüğü ve bildiğini çevresindekilere öğrettiği için farklı bölgelerde farklı uygulamalar oluşmuş ve zamanla bunlara mezhep muamelesi yapılmıştır. İslam dünyasında kabul görmüş Şafi, Maliki, Hanefi ve Hanbelî olarak bildiğimiz dört büyük mezhebin yanı sıra yüzlerce mezhebin var olduğunu biliyoruz. Bu mezheplerin hangisinden olursak olalım sonuçta Müslümansız ve bunlara göre yaptığımız amellerle cennete gideriz. Bir mezhepte olan uygulamayı başka mezhepte olan bir Müslüman uygularsa günah işlemiş sayılmaz. Nihayet aynı olan iki uygulamadan dolayı bir kuluna günah, bir kuluna sevap yazması Allah’ın adaletinde olamaz. İslam vicdanlara hitap eden ve vicdanlarda yaşayan bir dindir. Peygamber Efendimiz Kur-an’dan feyiz alarak yaptığı uygulamalarıyla İslam’ı yaşamış ve nasıl yaşanacağını bizlere öğretmiştir. Aynı durumda farklı uygulamalar yaptığını bilmeli, olayları vicdanımızda değerlendirerek hangi uygulamayı uygun görüyorsak onunla amel etmeliyiz. Bunlar görüş ayrılığı değil farklı bir yorum değildir. Sadece dinimizin bize verdiği kolaylık ve dini vicdanlarda yaşatmadır. Mezhepler arasında geçiş, mezhebe göre niyet etmek dinimizde yoktur. İslam’ın yolu tektir. Farklı uygulamalara mezhep demek Müslümanlar arasına nifak tohumları atmaktır

Yazarın Diğer Yazıları