Türk Ekonomisini 2016 Yılında Neler Bekliyor?

Moody's'in 4 Kasım tarihli Türkiye değerlendirmeleri, 2016 yılının da bir habercisi gibi aslında. Moody's Türk Ekonomisi ile ilgili aşağıdaki şu hususlara dikkat çekiyor:

* Türkiye, finans piyasalarındaki türbülansa en duyarlı ülke. * Döviz rezervleri finansman gereksinimlerine oranla yetersiz.   * Tasarruf oranı çok düşük.   * Siyasi risk muadillerine göre daha yüksek.   * Dış finansman akışına bağlılık önemli ölçüde artmış durumda.   * Özel sektörün dış borcu çok yüksek oranlarda.   Ben de 2016 yılına dikkat edilmesi gerektiğine inananlardanım. Zira Türk Ekonomisi içerisinde bulunduğumuz yılı kaybetti. Gelecek yılı da kaybetmesi tehlikesi ise 2017 yılı için zaten mevcut olan riskleri daha da arttırıyor.   7 Haziran seçimlerinden sonra, iktidar partisi tarafından ortaya çıkarılan çalkantılı tablonun ekonomimizi ne denli sarstığını gördük. Yani Türk Ekonomisi, çok hassas bir denge üzerinde duruyor ve beklenmedik en ufak bir hareket bu dengeyi aleyhimize olacak şekilde değiştirebiliyor.   Öncelikle yapılması gereken şey içerisinde bulunduğumuz durumu kabul etmek ve tedbirler almak olmalıyken, bu zorunluluk yıllardır erteleniyor ve ertelenmeye devam edeceği hususunda da en ufak bir tereddüdümüz bile yok.   1 Kasım seçimlerinden sonra estirilmek istenilen bahar havasının kalıcı olmayacağı da aşikar. Zira ülkemiz hiç olmadığı kadar fazla jeopolitik riskle karşı karşıya ve AKP'nin aldığı oylar ne Rusya'yı, ne Amerika'yı ne de PKK hareketini planlarını uygulamaya koymaktan geri çevirecek. Suriye sorununun başımızı ağrıtmaya devam edeceği ise başka bir gerçek.   Bütün bunların yanı sıra FED'in faiz arttırma kararını hala almamış olması, Çin Ekonomisindeki durgunluk sinyalleri ve 2015 yılında düşen emtia fiyatlarının, gelecek yıl nasıl seyredeceği de Türk Ekonomisi tehdit eden unsurlardan en önde gelenleri olarak karşımıza çıkıyor.   Türkiye'yi yönetenlerin yapması gereken şey ise çok basit: Türkiye'yi dünyadaki sarsıntılardan en az zararla etkilenecek şekilde konumlandırabilmek adına, yıllardır askıya aldıkları yapısal reformları uygulamaya koymak ve yatırımcının güvenebileceği bir hukuk sistemini hayata geçirmek.   Yerli araba ve uçağın şimdilik bir siyasal algı malzemesi olduğu çok açık ancak Ortadoğu, Ortaasya ve Afrika pazarında kabul görecek en azından bir cep telefonu markasını hala yaratamamış olmak geleceğe yönelik hayallerimizi perdelemeye devam ediyor.   Sonuç olarak: Yanılmayı çok isterim ancak mevcut zihniyet devam ettiği sürece 2016 yılı çetin çalkantılarla geçeceğe ve 2017'ye girerken "Kayıp yıl" olarak nitelendireceğimiz bir yıl olacağa benziyor. 2015 yılı büyük çalkantılar ve iniş-çıkışlarla geride kalmak üzere. Peki, 2016 yılı nasıl geçecek?

Yazarın Diğer Yazıları