Ramazan Durmuş

Gözünü sevdiğimin Türkiye'si

Ramazan Durmuş

Sabah sabah kumanda elde ekran başındayım.

Son nokta Malatya'mızın yerel bir televizyonu oluyor.

Bir milletvekilimiz hasbıhalda... Malatya'da cadde ve sokak isimlerinin toplu değiştirilmesine haklı olarak sert çıkıyor.

Elbette bir kentin geçmişine sünger çekilmesi çok acı...

Ve bu acıyı yaşayanların başında Malatya'mızın gelmesi ise üzüntü verici...

Gözüm alt yazı halinde geçen haberlere ilişiyor.

Gürün istikametinde bir kamyon durduruluyor.

Yakalanan mı; 4 kilo kıyılmış tütün!

Allah Allah...

Büyük operasyon...

Karşılığında 45 bin lira ceza...

Niye mi; kaçak efendi kaçak!

Yıllar öncesine dönüyorum...

Üreten kendisi, satan kendisi...

Kıyıp bir tabaka cebinde taşıması abooğ vallahi büyük cürüm!

Yassağ hemşehrim yassağ...

Şimdilerde devlet tütünden elini eteğini çekiverdi.

Çiftçi ne yaparsa yapsın...

Alım yok piyasa kaçakçıların cirit attığı alan... Çaresiz köylü...

Uyandı devletlü buna da yasak getiriyor...

Dönelim 4 kilo kıyılmış tütün ve cezasına...

Goca kamyonda 4 kiloluk kıyılmış tütün operasyonu...

Peki böyük böyük kentlerde her köşe başında küçük salaş yerlerde yüzlerce kilo satılan kıyılmış tütünler neyin nesi...

Anlaya beri gelsin!

* * *

Ve memleketimden bir acı manzara…

Saat 10.00

Ankara Yenimahalle Demetevler Hastane Metro İstasyonundayım.

Trafik ışıklarını bekliyorum evime doğru yol alırken...

Köşe başında bir büyük market...

Önünde kocaman bir çöp konteynırı...

Yarı beline kadar sarkan bir vücut...

Hedefi yakalamak için hareketli...

Düştü mü düşecek; iyice meraklanıyorum...

Gözlerimi alamıyorum...

Tam da gazetecilik için iyi bir görüntü değil mi...

Ama ürperiyorum adeta... Fotoğrafı batsın, gazeteciliği batsın!

Bu manzara bir değil ki...

Ve, bir dakika sonra doğrulan bir vücut...

Ve hedefini yakalamışcasına mutlu...

Otuzlu yaşlarda bir kadın...

Ve elinde bir tek havuç...

İşte gelişen birilerine bolluk gerisine kıtlık Türkiye'si...

Dedm ya resimleyemedim diye bu 80 milyonu idare ettiğini sananların utancını...

Soramadım da kendisine...

Sadece bu satırları karalamak düştü...

* * *

Azcık da haberler arasında gezinelim mi?

Milliyetçi Hareket’in Lideri sayın Devlet Bahçeli Bey, ne demişti:

"Kandil'de taş üstüne taş gövde üstünde baş bırakmayın!"

Emir verildi; İçişleri Bakanı açıkladı:

"-Kandil'e gidip oturacağız. Sınırın 25 kilometre ötesindeki kampları hepsini tarumar edeceğiz."

* * * 

Damat Ferit hükümetinde Şeyhülislamdı...

Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk'e ölüm fetvası çıkarttı.

Kim mi; Mustafa Sabri...

Adı Tokat'ta yeni açılan bir imam hatip lisesine verildi.

Bu bir ihanetti.

Ve tepkiler yerini buldu.

Yaşanan gelişmenin ardından Milli Eğitim Bakanlığı okulun adını değiştirdi.

Ne diyelim; sıra Türk’üm doğruyum çalışkanım diye haykırmaya ve dağa taşa ne mutlu Türk'ün diyene yazmaya da gelecek inşallah

Yazarın Diğer Yazıları