Ramazan Durmuş

10 Kasım ve Diyanet…

Ramazan Durmuş

Başlarken “Besmele”mizi çekelim ve söze giriftar olalım.

Dün başka kulvarlarda karaladık satırlarımızı…

Şimdi farklı bir mekandayız. Ama sevdalı olduğumuz Malatyalı hemşehrilerimizle yeniden buluşuyoruz.

Hak bildiğimiz yolda doğrularla aziz Türk milletinin sözcüsü olacağız her daim…

Kimsin, nesin, necisin diyenler de kısaca not düşelim.

Doğanşehir’in tarihi yöresi Polat Beldesinden pardon mahallesinden Ankara’ya savrulan bir hemşehriniz olarak karşınızdayım…

1972’den bu yana aşkla yaptığım gazetecilik mesleğine şimdilerde yazılarla devam eden ebedi Başkentimizde yaşayan bir çeriyiz işte…

Yazacağız doğruları…

Duyuracağız eğrileri…

Kırmadan… Dökmeden…

Sesiniz, gözünüz, kulağınız olacağız Allah’ımın izniyle…

Şimdi önemli gördüğüm bir konuya parmak basalım gelin hep birlikte…

* * *

Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

Dünyanın şapka çıkardığı bir vatansever…

Yaradılışındaki en büyük özelliğin Türk olarak dünyaya gelmek olduğunu haykırırken, Türk’ün geleceğine elbette damga vuracaktı…

O, inanmıştı.

O, azimli ve kararlı idi.

Her fani gibi çetin geçen bir hayatın ardından erken veda etti uğruna hayatını feda ettiği aziz Türk milletine…

Elbette kolay değildi; cepheden cepheye koşmak…

Elbette kolay değil yedi düveli alt etmek…

Canını hiçe saydı, sağlığını düşünmedi ve “Geldikleri gibi gidecekler” derken hayal görmediğini ispatlayarak çağına damga vurdu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ardından matem tutmayı değil fikirlerine sadakat edilmesini vasiyet ederek gözlerini yumdu hayata…

O, büyük bir komutandı.

O, üstün meziyetleri olan bir devlet ve siyaset adamı idi.

O, aziz milletine samimiyetle inanmış bir yürekti.

O, vatanına sevdalı fazilet timsali bir şahsiyetti.

Onda; karamsarlığa tamah yoktu.

Onda, karanlığa teslim olmak, yılgınlık ve yenilgiyi kabullenmek hiç rastlanmamıştı.

O, umut olmuş milleti kavramış, ufuk olmuş geleceği kurgulamıştı.

O, güç olmuş vatanı kurtarmış, ülkü olmuş Cumhuriyeti kurmuştu.

O, önce vatan kurtarıp sonra devlet kuran milliyetçi bir mimardı, milli bir mihverdi.

Ordu yok dediler, kurulur dedi.

Para yok dediler, bulunur dedi.

Düşman çok dediler, yenilir dedi.

İşte bir 10 Kasım daha geride kaldı…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyenlerin çığ gibi arttığı bir süreçteyiz çok şükür...

Farklı, renkli bir 10 Kasım daha yaşadı aziz Türk milleti…

Seneler geçip asırlar birbirini kovalasa da, aziz Türk milleti, mazlum toplumlar ve vicdan sahibi her insan; aziz Atatürk’e müteşekkir olduğunu bir kere daha haykırdı.

Bir tek kurum hariç!
Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı…

Malum, 10 Kasım mübarek Cuma gününe denk düşmüştü…

Günlerden Cuma, tarih 10 Kasım’dı...

Dünya anıyordu Atamızı...

Ama Diyanet İşleri Başkanlığı asla...

Cuma hutbesinde dua bekledi milyonlar...

En azından geçmişimize bir Fatiha...

Ama hayal kırıklığı…

Eyyyy Diyanet’in hutbe hazırlayan zevatları...

Unutmayınız ki, Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’dir ve bu vefasızlığınızın hesabını er geç vereceksiniz!

Ne diyeyim; eyyyy Gazi Mustafa Kemal Atatürk seni anmayan diller lâl olsun!

 

Yazarın Diğer Yazıları