Mehmet Zafer

Türkiye'de Polis Olmak

Mehmet Zafer

Türkiye'de Polis Olmak Ülkemizde her sektörün,her mesleğin elbette kendine göre zorlukları vardır,riskleri vardır.Ancak eğer polisseniz ve bu mesleği seçtiyseniz bütün mesleklerin çok çok ötesinde şerefli bir görevi üstlenmişsiniz demektir.Devletin bekası,halkın huzur ve güvenliği için bütün mesainizi harcarsınız yetmez,bütün zamanınızı bu görev için ayırmışsınız demektir.Bir kere özel hayat ve özel zevklerle aranızdaki sözleşmeyi tek taraflı feshediyorsunuz.Tek taraflı diyorum çünkü,insansınız, canınız gezmek,dolaşmak, gönlünüzce tatil yapmak isteyecek ama yapamayacaksınız,ailenizle baş başa istediğiniz zaman vakit geçiremeyeceksiniz.Her an bir görev gelebilir,bir olay çıkabilir ve siz orada olmak zorunda kalacaksınız.Yorgun olsanız da,uykusuz olsanız da görev size istirahat hakkı vermiyor. Suçluların ne zaman ,nerede suç işleyecekleri belli değil ki mesainizi ona göre ayarlayasınız. Memleket suçlu kaynıyor,canı yanan polise koşuyor haliyle.İşin en enteresan yanı da polis kimseye yaranmıyor.Suçluyu yakalayıp götürüyor suçlunun ve yakınlarının hedefi oluyor,suçlu mahkemeye çıkıyor bir müddet sonra bir şekilde serbest kalıyor yine sorumlu polis oluyor.Polis bir şey yapmıyor diyorlar.Ne yapacaktı polis ? Suçluyu gördüğü yerde kafasına kurşun sıkıp indirecek miydi ?Hırsızı,arsızı,tecavüzcüsü,katili,dolandırıcısı ,ibnesi,puştu yani ne kadar pislik varsa hepsinin muhatabı olmak kolay mı sanıyorsunuz.yolda gördüğünüzde iğrenerek baktığınız kişilerle muhatap oluyor polis dediğimiz insanlar.Onların da midesi var,canı var,korkusu var.Onların da bir hayatı,bir ailesi,geride ellerini kollarını bağlayan sebepleri var.Söz konusu vatandaşın can güvenliği olunca kendi canlaırnı hiçe sayarak müdahale eden polislerin yerine hiç kendinizi koydunuz mu ? Gelin bir empati yapalım.Polissiniz ve evden aradılar çocuğunuz hasta,doktora götürmeniz gerekiyor ve siz de görevdesiniz.Bir yandan görev,bir yandan canınız,kanınız,herşeyiniz evladınız.Görevi bırakıp gidemiyrsunuz, uçluya " hele sen biraz beklesuç işleme,ben gideyim çocuğumu hastaneye götüreyim geleyim,sonra devam edersin " diyecek haliniz olmadığına göre ...!! Mecburen görevinizi yapacaksınız ve çocuğunuzla ilgilenemeyeceksiniz.Tam görev baaşındayken bir telefon geliyor ve bir yakınınızın ölüm haberini alıyorsunuz,görevi bırakıp gidemiyorsunuz.Eğer memleketiniz de uzaktaysa siz görev sonrası gidip eğer şansınız varsa izin alabilirseniz ,gidene kadar cenazeniz defnedilmiş oluyor. eşiniz hamile, doğum sancısı çekiyor ve siz görevdesiniz, bir telefon geliyor evden, doktora yetiştirmeniz gerekiyor, ama siz görevdesiniz ve gidemiyorsunuz.Gurbettesiniz zaten, ya bir komşunuz ya da bir meslektaşınızın eşi tarafından eşiniz doktora götürülüyor ve siz bu en mutlu günde,baba olacağınız bir anda ,eşinizin doğum sancısı çektiği sırada orada olamıyorsunuz... Bu örnekleri daha çok sıralayabiliriz. Polisi hedef alırken bunları bir düşünün derim.Türkiye'de yaşanan olayların ardından duyarlı her Türk vatandaşı gibi içim parçalandı. Kaç ocağa ateş düştü.? Kaç yürek yandı ? Sırf üzerlerinde taşıdıkları üniforma yüzünden kalleşçe saldırıya uğrayan onlarca can.Ve ölmelerine sevinilen canlar üstelik..Canınızı ,malınıız koruyan bu kahramanlarımızın ölmelerine sevinen hainler, kalleşler var malesef. Polis olmak gerçekten zor. Polis olmanın ne demek olduğunu kaçımız biliyoruz acaba? Onlar da birer canlı. Onların da ailesi var, eşleri,çocukları var.Babaları, anneleri var.Kardeşleri var. Kolay kolay duydunuz mu polislerin maaşları az diye eylem yaptıklarını. Siz hiç duydunuz mu mecburen mesai yapıp isyan eden bir polis.Duyamazsınız,duymazsınız.Çünkü bu göreve talip olurken herşeyden önce görevin kutsallığını bilen ve buna göre yaşayan şerefli, İzzet-i Nefis sahibi kişilerdir onlar. Polis teşkilatının bu kutsal günlerini kutluyorum.bir polis babası olarak başta oğlum ve diğer polislerin alınlarından öpüyorum. MEHMET ZAFER

Yazarın Diğer Yazıları