Havva Tanrıkulu

Hüzn-Ü Lal

Havva Tanrıkulu

Satırlarımı armağan ediyorum sana,ama bu senin için bir anlam ifade etmiyor.Oysa o satırlar benim umutlarım,acılarım, sevgim, aşkım,her şeyimdi.Umutlarım diyorum;ne kadar acı bir durum.

Ruhunu armağan ettiğin insan sana hüznünü bile çok görüyor.Yanında olmanı, gözüne görünmeni bile istemiyor.Düşünsene varlığından rahatsız olan insana, tüm hayatını alıp avuçlarının arasına koyuyorsun; elleriyle sıkıp ezmesi için.Gözlerine roman yazacak kadar çok sevdiğin insana küfürler savurmak zorunda kalıyorsun.

Sonrası mı?

Onunla beraber içmek istediğin tüm çayları sigara eşliğinde tek başına içiyorsun.

Gece yarıları garip kabuslar görerek sıçrıyorsun uykudan.

Her yağan yağmurda bulutlarla beraber sende ağlıyorsun.Olmuyor yani. Yaşamanın bir oluru yok.

Hiç kitap okumayan birine sen gidip şiir okumuşsun gibi düşün.  Aynen öyle bir şey işte, nerden baksan nerden tutsan bir şekilde elinde kalıyor her şey.

En kötüsü de ne biliyor musun?

Artık hiç kimseye güvenemiyorsun. Güven kelimesi sana müthiş bir tiksinti veriyor.Çalan tüm şarkılar ruhuna işkence ediyor. Kaybeden ben miyim diye sorgulamaya başlıyorsun.Artık daha fazla okuyor, daha fazla yazıyor ve neredeyse hiç konuşmuyorsun. Zira bende bir iç ses var,ben onu dinlemekten çevremdekilerle iletişim kuramıyorum.Yaşamaktan zevk almıyorum artık.

Herkes iyi olduğu kadar bedel ödermiş bu hayatta, ama en ağırını ben ödedim!

Bu yüzden insanları itici buluyorum ama vazgeçmiyorum.

Çünkü benim alacağım çok intikamım var! Çünkü ben daha yeni düştüğüm yerden kalkıyorum!

Acelem yok! Adımlarımı sağlam atıyorum…

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                         Havva TANRIKULU

Yazarın Diğer Yazıları