BU DA MİLLETİN DARBESİ..!

Takvimin 15 temmuzu gösterdiği gece... Tesiri kişiden kişiye fark göstermekle birlikte anılarımızdan asla silemeyeceğimiz o uzun gece... Galiba Eyüp Bulut kardeşimin sosyal medya hesabından öğrenmiştik karanlığın gelişini... Sokaklardaki hareketliliği görünce bir nebze ümitvar olduğumuzda bir gerçekti. Hepimiz eğlenmeye gitmiştik ama arkadaşın haberi üzerinde beynimizin aydınlık yerleri hızla  kara bulutlarla örtülmüştü bile. Bu gece asla güneş doğmayacak ve sabah olmayacak dedirten korku dolu bir gece... Çoğuna göre üç beş satılmıştı belki de... Aslında bizlerde bir eşkıya sürüsüyle darbe yapılamayacağı hususunda hemfikirdik. Nihayetinde yakın dönemlerde gezi kalkışması ve 17 Aralık muhabbetleri dahil hepsi birer darbe hesabıydı bizce. Günün anlam ve özetini en güzel şekilde ifade eden kıymetli dostum Yeni Dünya Partisi Genel Başkanı Sn. Emanullah Gündüz'ün kaleminden... "Türkiye birkaç yıldır çeşitli şekillerde darbe girişimlerine maruz kalmıştır. Bu girişimler Gezi ile somut olarak toplumsal boyuta ulaşmış ancak halkın vakur ve basiretli duruşu ile başarısız kalmıştır. Yargı darbesi, terör darbesi, sivil darbe, bürokratik darbe ve en son dün gece Askeri darbe ile hükümete karşı düşmanlık ortaya konulmuştur. Ancak bu bir avuç beyinsiz darbeci Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını, halkın eski halk olmadığını gözden kaçırmışlardır veya bunu göremeyecek kadar haşhaş almışlardır. Halkımız iradesine, devletine sahip çıkmıştır ve Halk darbeciye darbe yapmış ve Dünyada benzeri olmayan bir tavır ile darbeyi doğrudan halk sokağa çıkarak bastırmıştır. Darbeci satılmışlar halka ateş açıp meclise bomba yağdırıp kendi hainliklerini ve satılmışlıklarını en açık şekilde ortaya koymuşlardır. Bu tarihi bir olaydır ve Milletimiz Darbelerle bu millete yön verilmeyeceğini tüm Dünya’ya göstermiştir. Devlet millet el ele bu girişime karşı set çekmiştir. Halkımız sokaklarda dillerinde tekbirler ve sloganlarla minarelerimizde salavatlar selalar ile Tarihi bir gece yaşanmıştır. Tüm halkımıza geçmiş olsun diyoruz halkımızı tebrik ve takdir ediyoruz. Bu hainlerin zalimlerin şehit ettiklerinin şehadetlerini tebrik ediyoruz. Milletimizin başı sağ olsun Anlı Ak başı dik bir şekilde sokaklarda meydanlarda olmalıyız. Hükümet bu darbecileri hemen bugün gerekli yasal çalışmayı yapıp idam etmelidir. Darbeciyi yargılamaya bile gerek yoktur. Fetö mensubu kişiler tüm kamu görevlerinden hemen bugün azledilmelidirler". Dostumuzun satırları geceyi en güzel şekilde anlatmaya yetmiş. Hafızalarda asla anlatılamayacak izahı mümkün olmayan korkulu anlar da cabası. Ya peki yüze yansıyan o unutulmaz, acı dolu ifadelere ne demeli? Ben bunu meydanlarda daha çok hissettim. Hele de daha evvel darbe görmüş büyüklerimiz. Kemalist dipçiği en derinden hisseden muhafazakar kesim… Asker postallarının hanelerine tecavüz ettiği mazlum coğrafyamız… O gece istemeden çarptığımız lüks mercedesin sahibi bile tebessüm etti bize. Sokaklarda her kesim ve düşünceden insanlar birbirine tölerans göstererek terörü kınadılar. Biz galiba ilk kez bu kadar bir olduk, ilk defa bunca dirildik. Silkinip kendimize geldik, Çanakkale ruhunu iliklerimizde hissettik. Bu bastırma girişimi ve milletin darbesini müteakip yeni yollara başvurulabilir. Unutulmamalı ki bizler bir cennet bahçesi olan bu güzelim coğrafyanın renk ve kokusu birbirinden farklı çiçekleriyiz. Çeşitli etnik köken, mezhep, kültür, gelenek-görenek ve siyasal görüşten geliyoruz. Çanakkale, Anafartalar ve Conkbayırı'nda bu aziz milletimiz omuz omuza mücadele etmiş, memleketin kurtuluşuna vesile olmuştu. Bizler ecdadımızdan miras aldığımız kardeşlik bilinç ve şuurunu yitirmemeliyiz. Aklımızı esarete teslim edemez, başkalarına kiraya veremeyiz. Bizler bu memlekette ilelebet kardeş olmuşuz. Bizi bize kırdırmalarına müsaade etmeyeceğiz! Bilelim ki yürek yüreğe vermez, omuz omuza mücadele etmezsek "kınadığımız" memleketlerden beter oluruz. Efsane baro başkanımız Sn. Selahattin Sarıoğlu'nun ifadesiyle; -Bilmeliyiz ki bu yaptığımız (darbeye karşı dik duruşumuz) başkalarının işimize, içimize karışmasına karşı bir vatan ödevidir. Çanakkale'de olduğu gibi yine aynı gönül esenliği içinde dik durup, uyumayıp, nöbet tutuyoruz! Rabbim sonumuzu Selamet etsin. Bir daha böylesi acılar yaşatmasın. Bu olayı "dirilişimize" vesile kılsın!

Yazarın Diğer Yazıları