Erdal Öztürk

ÖZGÜR İRADEME DOKUNMA!..

Erdal Öztürk

8 Kasımda Amerika da yapılan başkanlık seçimlerini Trump kazandı. Seçim kampanyası süresince sivri çıkışlar, renkli kişiliği ile dikkatleri üzerine çekmişti. Kimse şans vermiyordu. Her söylediği olay her yaptığı skandal olarak nitelendiriliyordu. Müslümanları geçici bir süre Amerika ya almayacaktı. Mültecileri önlemek için Meksika sınırına duvar örüp parasını daMeksika’da alacam demişti. Bu ve buna benzer çok vaatleri vardı. Bu vaatleri duyanlar bu çıldırmış uçuyor diye dalga geçenler oldukça fazlaydı. Belki kendisi de seçilmeyeceğini düşünmüş olacak ki olmadık vaatlerde bulunuyordu. Geçmiş yaşam tarzı çoğu zaman kendisine sıkıntı olmaya başlamıştı. Özelliklede kadınlara olan düşkünlüğü kadın seçmenleri karşısına almıştı. Her şey Hillary Clinton’un istediği gibi gidiyordu. Çünkü Clinton başkanlığı kazanacağından %100 emindi. Ve bundan şüphesi yoktu. Seçim kampanyası boyunca net olmamakla beraber toplam 7 milyar dolar bir seçim harcaması yapılmıştı. Ülkenin bütün ünlü isimleri ve Obama Clintonu destekleyip bu yönden kampanyalar yürütüyordu.  Son gece hatta mitingler yapılıp Hollywood yıldızları Clinton’ a destek konserleri veriyorlardı. Bu kadar renkli bu kadar ünlüleri desteğini arkasına alan Clinton artık kendisini ABD nin 45. Başkanı olarak görmeye başlamıştı bile. Ama bir yandan da Amerika halkına oylarınızı Clinton’ a verin diye baskı ve yönlendirmelerde bulunuyorlardı. Ve derken 8 kasım gelmiş çatmıştı kapıya. Her şey gayet güzel gidiyordu. TRUMP nasıl kazandı? Öncelikle şöyle bir ülkemize dönelim. 7 Haziran seçimlerini bir hatırlayalım. Seçim kampanyası döneminde İktidar partisi mitingler ve kampanyalar yapıyordu. İktidar partisi için Cumhurbaşkanı da mitingler düzenleyip il il gezip iktidar partisine oy istiyordu. Bu bir anlamda Muhalefet tek başına kısıtlı imkanlarla kampanyalar mitingler düzenliyordu. Her fırsatta da bu durumu halka şikayet ediyorlardı. Devletin bütün imkanlarını iktidar partisi kullanıyor ama biz kendi imkanlarımızla miting yapıyoruz diye iktidar partisi ve Cumhurbaşkanını halka şikayet ediyorlardı. Devletin bütçesini kullandırtmak istemiyorlardı. Burada asıl olan Cumhurbaşkanın seçim çalışmalarına direkt katılması idi. Daha öncede bu tarz çalışmaları Özal ve Demirle de yapmıştı. Nasıl ki Cumhurbaşkanı olan Özal’ın ANAP’ı Demirel’in DYP seçimlerde partileri için mitingler düzenleyip partilerine bir Cumhurbaşkanı olarak oy istediler. Aynı yöntemi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ da Ak parti için yapmıştı. Amerika da yapılan seçimlerde Obama Clinton için destek istemiş ve sonuç 7 Haziran da AK partinin başına gelenler Clinton’nun başına da geldi. Seçmen özgür irademe müdahale ederseniz bende sizi cezalandırırım diyordu. Ve nitekim Ülkemizde geçmişte yaşananları da hatırlarsak seçmeni baskı altına alıp özgür iradesine müdahale ederseniz seçmen de size müdahale ediyor. Trump için neler söylendi neler bu adam nasıl kazanıp başkan rakiplerinin seçmene uyguladığı baskı ve özgür iradelerine yön vermesi sonucu Trump kazandı. Umarım bu herkes için ders olur ve seçmenin özgür iradesine bundan sonra kimse baskı kurmaz ve yönlendirmez.

Yazarın Diğer Yazıları