Bakan Tüfenkci: Büyüme, hormonlu bir büyüme değil

Büyüme rakamlarına ilişkin beklentiler, gıda fiyatlarına yönelik tedbir alınırken ihracat teşvikleri nasıl kısılacak, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi Türkiye için neden önemli, Katar krizinde Türkiye'nin rolü neolacak ?

Büyüme rakamlarına ilişkin beklentiler, gıda fiyatlarına yönelik tedbir alınırken ihracat teşvikleri nasıl kısılacak, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi Türkiye için neden önemli,  Katar krizinde Türkiye’nin rolü neolacak ?

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci CNN Türk ekranlarında tüm bu soruların cevabını verdi.

 

 

“2016 yılı gerçekten Türk ekonomisi bakımından zor bir yıl oldu. Türkiye hain darbe girişiminden sonra üretim ithalat ve ihracatın olumsuz yönde seyir edeceğine ilişkin ciddi anlamda algı operasyonuna maruz kalmıştır.

Bununla birlikte kredi derecelendirme kuruluşlarının art arda gelen not indirimlerinin ile kötümser tavırları ile birlikte olumsuz bir hava oluşturulmuştu. Hükümetimizin o dönemde almış olduğu yerinde tedbirlerle birlikte Türk ekonomisinin 2016 yılı içerisindeki büyüme rakamları da kredi kuruluşlarını şaşırtmıştı. 

2017 yılına Allah’a hamdolsun biz güçlü bir başlangıç yaptık. Bu başlangıçla birlikte ihracatımız hem ticaretimiz, perakende sektörümüz, hizmet sektörümüz, ulaştırma sektörümüz bir büyüme trendini yakalamıştır. Biz o günlerde beklenen tahminlerin üzerinde ilk çeyrekte büyüyeceğini ifade etmiştik. Baktığımız zaman bazıları o günlerde bizim söylemlerimizi abartılı buluyordu. Fazla iyimser bulunuyordu. Ama Türk ekonomisinde yapmış olduğumuz yerinde müdahalelerle, teşviklerle, tedbirlerle bunun sonuçlarını 2017 yılında alacağımızı bir ön görüyorduk.

Nitekim 2017 yılına güçlü bir başlangıç yaptık ve baktığımızda ilk çeyrekte Türkiye yine herkesi şaşırtacak şekilde büyüme rakamını yakalamış oldu. Biz bu büyümenin ikinci çeyrekte, üçüncü çeyrekte de artacağını ve yılsonu itibariyle yüksek büyüme oranlarını yakalayacağımızı inanıyorum.

Büyüme rakamlarına baktığımızda tüketimin payının olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum normal seyrin biraz üzerinde olduğunu görmekteyiz. Esas ihracata, büyümeye etkisi, tarım sektörünün büyümeye etkisi, sanayi üretiminin büyümeye etkisi ki sanayinin mayıs ayı içerisinde neredeyse rekor seviyeye ulaştı.

Sanayi üretiminde 5.3 gibi bir rakama ulaştık. İmalat sanayiye baktığımız zaman rakamlar sadece tüketime dayalı bir büyümenin olmadığını bize gösteriyor. İhracat rakamlarındaki artışlara baktığımızda mayıs ayında yakaladığımız ihracat rakamları 8.9 bu yıl içerisinde ortalamayla baktığımızda %10’larda bir artışla büyümeyi ön görüyorum.

 

“Büyüme Hormonlu Bir Büyüme Değil”

Ayrıca uluslararası ticaretin gelişmesiyle beraber bunun piyasaya yansımaları ve Türkiye’nin bu ticarette alacağı payı dikkate aldığınızda bu büyümenin kesinlikle hormonlu bir büyüme olmadığını kalın harflerle altını çizerek ifade etmek istiyorum.

Reel sektöre yaptığımız katkıları da hatırlatmakta fayda görüyorum. Kredi Garanti Fonunu biz devreye soktuk. Burada 250 milyarlık bir kredi hacmi oluşturduk. Bugüne kadar 181 milyarlık kredi limiti kullanılmış oldu.

Yine bizim küçük esnafımız ve orta ölçekli işletmelerimize KOSGEB vasıtasıyla vermiş olduğumuz faizsiz krediler özellikle küçük esnafımızın ve küçük işletmelerimizin can suyu niteliğinde oldu. Bu gelişme piyasalara olumlu etki oluşturdu. Küçük İşletmelerin çarklarının dönmesiyle büyük yatırımcılarımızın, sanayicilerimizin de çarklarının hızlı dönmesine vesile oldu. Dolayısıyla bu durum iç tüketimi de iç piyasaya da ciddi anlamda yansıdı.

Beyaz eşyada KDV ve ÖTV indirimi ile mobilyada ÖTV indirimlerimizle beraber iç piyasadaki talep arttı, canlılık oluştu. Perakende sektörümde biz hatırlarsanız senenin ilk üç aylık SSK primlerinin ötelenmesi noktasında imkân tanıdık. Hizmet ve perakende sektörüne verilmiş bir kaynak oluştu. Bunun sonucunda piyasalara büyüme olumlu yansıdı. Hükümetimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde nerede bir arıza varsa onun üzerine gitti. Aksaklıklara anında müdahale etti. İnşallah ileriki günlerde olumlu etkileri daha da çok göreceğiz.

Biz bir yandan tedbirler alırken bir yandan da odaklanan bir hükümetiz. Baktığınız zaman 16 Nisanı yaşayan bir Türkiye var ve milletimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine onay verdi. Türkiye istikrarı ve güveni yakalayarak yoluna devam ediyor. Bu süreçten sonra bizim atmamız gereken adımlar var. Bunlardan bir tanesi şu anda Meclis’te görüşülen reform paketi. Burada reel sektörü ve sanayiciye ciddi teşvikler var. Organize sanayilerde üretim yapan sanayicilerimize yönelik ciddi tedbirler ve teşvikler var. Özellikle elektrik paylarının sanayiciler üzerindeki yükünü kaldırıyoruz. Organize sanayilerin yönetimlerini yeniden şekillendirerek sanayicilerin daha etkin olduğu gayrimenkul kaynağı geliştirecek pozisyona getirmiş olacağız.

 

6 Aylık Eylem Planı

Cumhurbaşkanımızın genel kurulda 21 Mayıs’ta Ak Parti’nin genel başkanı olduktan sonra bizlerden istediği yol haritası var ve bütün bakanlıklarda 180 günde neler yapacakla,  neleri hayata geçirecekler bunun planını hazırlıyorlar. Bu esasında180 günde Türkiye’nin ne yapacağı noktasında kamuoyu ile bir paylaşımdır. Bütün bakanlıklar yapılıyor ve bu ay sonu itibariyle bunu ileteceğiz ve bu kamuoyu ile paylaşılır.

Gıda Fiyatlarına Yönelik Tedbirler

Gıda fiyatlarının enflasyon üzerindeki baskısını ve ağırlığını biliyoruz. Gıda fiyatlarının özellikle tüketiciye yansıması noktasında ve tüketicinin pahalı tüketme konusundaki şikâyetlerini de biliyoruz. Özellikle sebze ve meyve fiyatları ile beraber işlenmemiş gıda fiyatların ve onun enflasyona etkisi herkesi malumu.

Bunun yükünü azaltma anlamında, enflasyonu gıda fiyatlarında düşürme noktasında bildiğiniz gibi gıda komitesi kuruldu ve başbakan yardımcımızın başkanlığında ilgili bakanların da katılımıyla düzenli bir şekilde toplanıyor ve kararlar alıyor.

 

Kısa vadede etki edecek tedbirler var. Örneğin arz eksikliği olan ve gümrük vergileri ile koruduğumuz bazı ürünler var. Bunlar da gümrük vergilerini piyasanın gidişatına göre ayarlayacak bir mekanizmayı hayata geçirdik ve bu anlamıyla TMO ve et süt kurumunun işlevlerini, kotalarını artıracak, arpa buğday veya diğer tarım ürünlerinde gerektiğinde sıfır gümrükle ithal edecek ve bunu piyasaya kısa sürede arz edecek bir mekanizmanın oluşturulması kararı alındı. Bunun yansıması nasıl olacak; diyelim ki buğdayda anormal bir artış gözlendi, stokçuluk olduğu gözlendi, hemen buna müdahale edilerek piyasaya belirlenen fiyatta arzı, bu noktada iç piyasada üretim azlığı varsa kıza zamanda bunu yurt dışından ithal ederek piyasaya sıfır gümrükle arzı gibi bir takım tedbirler var.

 

 İhracat Teşviklerini Kısma Yolu

Sebze ve meyvede orta vadede yapmamız gerekenler var. Özellikle arzın az olduğu dönemlerde ihracat teşviklerini kısma gibi bir tedbirimiz var. Diyelim ki sera üretimlerinin Türkiye’de başladığı ve yurt dışına ihracının arttığı dönemlerde eğer piyasada bu anlamıyla arz azlığından dolayı sebze ve meyvede fiyat oynaklığı varsa ihracat teşviklerini de keserek o malların yurt içi piyasalara verilmesini sağlamış olacağız. Bu da kısa vadeli tedbirlerimiz içerisinde. En az yüzde bir buçuk iki oranında enflasyona yansıması olacak. Hedefimiz Türkiye’nin yılsonu itibariyle tek haneli enflasyon rakamlarını yakalaması. Bu konuda umutluyuz çünkü atmış olduğumuz adımları biliyoruz yaptıklarımızı biliyoruz bunların piyasaya yansımalarını bekliyoruz.

 

Gümrük Birliğinin Güncellenmesi Neden Önemli

Geçtiğimiz günlerde Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Brüksel’de siyasi direktörler düzeyinde siyasi diyalog toplantısı yapıldı. Bu toplantıda yol haritamız belirlendi. Taraflar katılım müzakereleri sürecini, gümrük vergi oranlarının yeniden ele alınması gibi gümrük birliğini, dış politika, enerji, güvenlik, uyum, düzensiz göç, radikalleşme ve yabancı düşmanlığı, terörle mücadele gibi konuları ele aldılar ve Avrupa ile Türkiye Gümrük Birliği güncellenmesi yaz sonu itibariyle müzakerelerin başlayacağını umut ediyoruz.

Bu noktada ekonomi ve ulaştırma gibi alanlarda iş birliğini biz Avrupa Birliği ile arttırmak istiyoruz. Çünkü Gümrük Birliğinin güncellenmesi Türkiye için çok önemli. Baktığımız zaman Gümrük Birliği Türkiye açısından sistematik bir sorun olmaya başladı Türkiye’nin Gümrük Birliğinin karar alma sürecinin içinde yer almaması sebebiyle biz 3. ülkelerle yapılan SETA anlaşmalarının hep dışında kaldık ve bu Türkiye aleyhine bir sonuç doğurmaya başladı. Çünkü onların serbest ticaret anlaşması yaptığı ülkelerin ürettikleri mallar Türkiye’ye gümrüksüz girmeye başladı Türkiye’nin ürettiği ve yurt dışına sattığı mallara da gümrük vergileri devam etti. Dolayısıyla bu noktada Türkiye aleyhine bir durum oluştu işte Gümrük Birliğinin güncellemesi bu noktada önemli.

Katar’a Körfez Ambargosu

 Türkiye elbette ki katarla ve diğer körfez ülkeleri arasında ki bu gerginlikte cumhurbaşkanımızda ilk başta yaptığı açıklamalardan anlaşılacağı gibi iki kardeş ülke arasında böyle bir konu olmaması ve böyle bir noktada Türkiye esasında tarafsız bir açıklama yaparak tarafları itidale çağırdı. Baktığımız zaman bunun arkasında kimler var diye katarın bir ablukaya alınması ve Katar’ın mazlum halde bu şekilde kuşatılması ve gıda ambargosu noktasına getirilmesi ve diğer yönleriyle çevrelenmesi ablukaya alınması esasında kabul edilebilir bir durum değil. Çünkü ortada geçerli bir nedende yok. Türkiye bu anlamda Katar’la gıda ve ulaşım noktasında Cumhurbaşkanımızın da talimatı ile Ekonomi Bakanlığı koordinesinde yürüyen hızlı bir adım attı ve gıda ihtiyaçlarının Türkiye’den karşılanabileceği noktasında karar aldı.”

Bakmadan Geçme